TÜED Mamak Şube Başkanı Murat Tokgöz, emeklilerin durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Emeklilerin yıllardır açlık sınırının altında kalan gelirleriyle yaşam mücadelesi verdiklerine dikkat çeken Tokgöz, “Emekliler artık kronik açlardır. 2002 yılında en düşük emekli aylığı 216,40 TL iken açlık sınırı ise 307 TL’dir. Yani en düşük emekli aylığı, açlık sınırının sadece yüzde 70,49’unu karşılayabiliyordu. Aradan geçen yıllarda da bu tablo hemen hemen hiç değişmeden süregeldi. 2024 yılı başında 11 bin 366,45 TL olan en düşük emekli aylığı, 15 bin 48,89 TL olan açlık sınırının yüzde 75,53 karşılamaktadır. Bugün için en düşük emekli aylığı 12 bin 500 TL, açlık sınırı ise 20 bin 431 TL’ye yükselmiştir. Karşılama oranı ise yüzde 63,45’e düşmüştür” ifadelerini kullandı.
Emekli maaş zamlarının, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verilerine göre hesaplandığını hatırlatan Tokgöz, “Geçtiğimiz günlerde gönderdiğimiz ‘abaküse’ rağmen hesabın içinden çıkamayan TÜİK’e de kayyum atanmalı. Hani olmaz da belki insafa gelip rakamları çarpıtmaz düşüncesiyle TÜİK’e de kayyum atanmasını tek çıkar yol olarak görüyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Bu ayıbın önüne geçilmeli”
Et ile kıymanın yanı sıra uzun zamandır kuru fasulyenin ve nohudun tadını unutan emeklilerin, karnabaharla ve brokoliyle de aralarının açıldığını belirten Tokgöz, şunları kaydetti:
“Emekli aylıkları temmuz ayında zamlanmasına rağmen açlık sınırıyla emekli aylığı arasındaki fark yüzde 37’ye yükselmiştir. Bir başka ifadeyle aradan geçen 10 aylık sürede zaten yetmeyen emekli aylıklarının alım gücü yüzde 12 daha azaldı. Eskiden sebze ağırlıklı beslenirken şeker-tansiyon gibi hastalıklarımızı bahane edip kendimizi avuturduk. Şimdilerde ise brokoliyle bile aramıza mesafe koymak zorunda kaldık. Hava kararırken semt pazarlarındaki manzara bir insanlık dramıdır. Hayatının en verimli dönemlerini bu ülkeye hizmet etmek için geçiren beli bükülmüş, sakalları ağarmış insanlara minnet duyulması gerekirken böyle bir dramın yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Hükümet yetkililerinin biran evvel bu manzarayı görmesi ve bu ayıbın önüne geçmesi gerekir.”