Gündem

Mansur Yavaş: "Maalesef Daha Kötü Günler Bekliyor"

Halk TV'ye konuşan Mansur Yavaş, önceden kararlaştırılmış gezisi nedeniyle Tayvan'da olduğunu ve Türkiye'ye döneceğini açıkladı. İmamoğlu ve diğer gözaltılara karşı tepki gösteren Yavaş, "Maalesef daha kötü günler bekliyor" dedi.

35 yıllık üniversite diploması iptal edilen İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün (19 Mart) evinden gözaltına alındı.

Ekrem İmamoğlu ile birlikte Murat Ongun, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş, Ertan Yıldız, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekter Yardımcısı Mahir Polat, Reform Ensititüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan, 105 kişi gözaltına alındı.

Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın Yeni Bir Sabah programına Ankara Büyükşehir Başkanı Mansur Yavaş, bağlandı.

Yavaş, gözaltılara tepki gösterdi. Yavaş, yurt dışı ziyareti için Tayvan'da olduğunu ve Türkiye'ye dönmek için bilet almaya çalıştığını bildirdi. 

Yavaş, İstanbul'a geleceğini açıkladı. Yavaş şöyle konuştu:

"Daha önce de Ekrem Bey hakkında soruşturma açıldı ve gitti, ifadesini verdi. Dolayısıyla, herhangi bir soruşturma varsa, kendisinin davet edilmesi mümkündü. Bu şekilde 20 tane polisle evinin basılması falan, ve üstelik de bir İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı gibi, bir gün önceki olayın nedeniyle bütün dünyanın gözü, ona çevrilmişken, bu ancak Türkiye'nin imajına zarar verir. Hep şunu söylüyorum ben, "Kimse yargılanmaz." değil.

Ama masumiyet ilkesi gereğince, en azından böyle suçluymuş gibi, peşin mahkum olacakmış gibi görüntülerin verilmesi uygun değil. Kaldı ki, bazı gazeteciler, işte açıkçası direkt adres vererek ve saat vererek, "Şu saatte iptal edilecek." gibi şeyler söylediler. Yani bir soruşturma varsa veya bir tahkikat varsa, idari tahkikat da olsa, kendi avukatının bilgisi olmadan, bu şekilde bazı gazetecilerin kalkıp da bu konuda bilgi vermesi, işin siyasi boyutunu gösteriyor.

İşte sonucu, ülkeye gelen yatırımlar gelmez hale geliyor, ülke zarar görüyor. Yoksa hiçbir zaman ne Ekrem Bey, ne bir başka arkadaşımız, "Biz yargılanmayalım." gibi bir iddiaları yok."

"MUHTEMELEN BU GECE İSTANBUL'DA OLACAĞIM"

"Ama adil ve usulüne uygun bir şekilde yapılması gerekir bunların. Üzgünüz. Ben ocak ayında kararlaştırmıştık, Tayvan'da Akıllı Şehirler ve İş Forumu var. Ona gelmiştim, şimdi bilet bulmaya çalışıyorum, döneceğim. Muhtemelen bu gece, buranın saatine göre çıkıp, sabah saatlerinde İstanbul'da olmaya çalışacağım. Henüz bileti ayarlayamadık. Hep beraber orada toplanıp durumu takip edeceğiz Sayın Genel Başkan ile birlikte."

"ÇELME TAKILMASINDAN HOŞNUT OLACAK DEĞİLİZ"

"Şimdi böyle bir durum varken, yani isimler geçerken, bir ismin ayağı çelmeye takılmasıyla hoşnut olacak, bunu fırsat bilecek insanlar değiliz. Bu süreç zarfında, mesela şöyle bir şey izah edebilirim. Sayın Bahçeli, hastanede yatarken, Sayın Özgür Bey, "Ben bu konuda hiçbir şekilde eleştiri yapmayacağım." demişti. Yani etik olarak, şu an tedavi gören birisini konusunda eleştiri yapmayacağım, demişti. Şimdi, Sayın İmamoğlu'nun diploması iptal edilmişken kalkıp siyaset konuşmak veya bir beklenti içine girmek bizim ahlakımıza sığmaz. inşallah sonucu alınıncaya kadar, ki tahminim, diploma iptalinde de yetkisiz bir karar alındığı iddiaları var. o aynı zeminde serbest bir şekilde siyaset yapar olmadıkça, bu durumdan yararlanıp da siyaset yapmayı ben kendime yakıştıramıyorum. Olay budur. Biz buna Anadolu'da "Selden kütük kapmak" deriz. Bir yerde afet olurken, işte selden gelen ağaçlarla bir kısmı zenginleşme aracı olarak kullanır. ya da faydalanma amacı olarak kullanır. Dolayısıyla bu hoş bir hadise değildir. Ahlaken uygun görmüyorum, konu budur."

( Şimdi siz sıklıkla Sayın İmamoğlu'yla da bir araya geliyorsunuz. O da bir süre önce sizi de ziyaret etmişti. Bu yaşadığımız olağanüstü gelişmeyi bekliyor muydu o?)

"O konuda konuşulmadı ama tabii ki, bu biraz önce söylediğim, televizyonda önyargılı ve üstelik durumun, her şeyinden bilgisi olduğuna dair bazı kalemlerin yaptığı konuşmalar mutlaka tedirgin etmiştir. Ama ben kendisinde öyle bir tedirginlik görmedim açıkçası. İşte birlikte hareket edeceğimizi konuştuk o gün. ama öyle bir tedirginliği de yoktu o kadar. belki kızgınlığı, öfkesi olabilir. Çünkü peşin peşin birileri sizin hakkınızda hüküm veriyor, çıkmamış bir kararı, maalesef televizyonlardan duyuyorsunuz, yorumculardan. Yani sanki adeta kararı onlar veriyor gibi. Bu bizim sistemimize, idari yapımıza da, hukuk sistemimize de çok zarar veren hadiseler."

"KÖTÜ GÜNLER BEKLİYOR"

"Maalesef daha kötü günler bekliyor. Çünkü bu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın bu şekilde, geniş bir şekilde gözaltıyla, karakola dahi götürülmesi, bütün dünyanın dikkatini çekecektir. Herkes "Türkiye'de ne oluyor?" diye bakacak. Tabii ki yatırımları da etkileyecek. Avrupa'yla olan ilişkilerimizi de etkileyecek. Çünkü hukukta geri sıralardayız maalesef. İnsan haklarında geri sıralardayız. Halbuki bir yandan Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye uğraşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı da gitti yakın zamanda, biliyorsunuz, bu konularda görüşme yaptı. Ama bu olaylar varken tabii böyle bir şey mümkün olmayacak. hukuk, ne kadar hukuk var, o kadar ekmek var."