Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde düzenlenen “Asgari Ücretlilere Destek Programı”nda konuştu. Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Ankara İl Başkanı Ümit Erkol ve ilçe belediye başkanları da katıldı.
Yavaş, 6 Şubat depremlerinde yaşamını yitirenleri anarak, "Dayanışma ruhumuz hiç değişmedi. Ankara olarak o günden bu yana hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Şu an aradan iki yıl geçmiş olmasına rağmen 920 depremzede kardeşimiz, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı tesislerde hayatını sürdürüyor. Bizim için onlar artık bir misafir değil, bu şehrin bir parçası. Onlara yalnızca bir çatı sunmadık. Bir dost eli, bir umut ışığı sunduk" dedi.
"Gençlere, ‘Biz size iş bulmak zorunda değiliz’ deniyor"
Yavaş, "Çünkü biz hiçbir vatandaşımızı kaderine terk etmeyen bir anlayışla çalışıyoruz. 6 Şubat’ı unutmadan, acıyı paylaşarak ve dayanışmayı büyüterek yaralarımızı sarmaya devam edeceğiz" dedi. Yavaş, şunları kaydetti:
"Eğer bugün toplumumuzda desteğe ihtiyacı olan çok sayıda vatandaşımız varsa, bu onların kabahati değil. İnsanlar Anayasalarla, toplumsal sözleşmelerle, hükümetlere yetki veriyorlar. ‘Bizim adımıza, bizden aldığın vergilerle ülkeyi yönet. Yönetirken de adil gelir dağılımı sağla. Çocuklarımız güzel okullarda okusun. Ailelerimiz rahat bir hayat sürsün. Güvenliğimden emin olsun’ diyorlar. Ama çok uzun yıllardır maalesef hükümetlerin yönetememesi nedeniyle bu insanlar, toplumda mağdur duruma düştü. Öyle ki okullarını bitiriyor, hatta iki, üç diploma sahibi oluyor ama maalesef iş bulamıyorlar. Kendilerine ‘Biz size iş bulmak zorunda değiliz’ deniyor. Halbuki iş bulmak zorunda. O zaman iş bulamayacağınız okulları açmayın. Ama ülkede bugün diplomalar yerine, parti üyeliği daha geçerli. Liyakat geçmiyor. Dolayısıyla diplomalar para etmiyor. Böyle olunca da toplumsa çok sayıda insan, elinde diplomayla aç geziyor. Üstelik çocuklarına diploma alsın diye aileler elindekini, avucundakini savuruyor.
“İnsan onuruna yakışır bir şekilde desteklerimizi sürdürdük”
Biz Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak... Dede, oğul ve torun. Biz üçüncü kuşağa geldik. Bu aileler hala destek alıyorlar. Eğer bir şekilde siz bunların çocuklarını okutmazsanız, bunlara sahip çıkmazsanız, bu böyle devam edecek. Yani zenginin çocuğu zengin olmaya devam edecek, iyi bir yaşam sürecek. Fakirin çocuğu da fakir kalmaya, başkalarından destek istemeye mecbur kalacak. Halbuki insan onuruna yakışır bir şekilde hepsinin iş sahibi olması gerekmez miydi? Neden bir devletin ya da bir başkasının himayesine ihtiyaçları olsun. Ama maalesef ki bu bir vaka, gerçek olduğu için iş başına geldiğimizden itibaren iddiaların aksine, ‘Geldiklerinde yardımları kesecekler’ derken, tam tersine çok daha insan onuruna yakışır bir şekilde desteklerimizi sürdürdük.
"Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için çalışıyoruz"
Geçtiğimiz günlerde hepimizin yüreğine dokunan küçük bir çocuk... Ondan yükselen ses; ‘Annemin parası yok. Beni hastaneye götürmeyin’ çığlığı. Bu çığlık, bugün Türkiye’nin her yerinde var. Türkiye’nin gerçek gündemi budur. Açlık ve yoksulluk. Bu soğukta titreyen, aç gezen insanlar. Bunların derdine çare aranması. Eğer bugünkü iktidar, bunların derdine çare olamıyorsa, çare olarak CHP’li bütün belediyeler sosyal devlet anlayışıyla önceliğini bu tarafa vermezdi. Hepimizin içini sızlatan bu sözler, aslında sadece bir çocuğun değil, hayatın yükünü omuzlarında taşıyan binlerce insanın sessiz çığlığıydı. Bizim hayalimiz, çocukların parayı, imkansızlığı, çaresizliği değil, umutla, neşeyle, güvenle büyüdüğü bir ülkedir. İktidarlar da bunu beklerler. Her yetişen genç, güzel bir hayat, güzel bir araba, güzel bir telefon, ev istemez mi? İstemek, Türkiye’nin bütün coğrafyasındaki gençlerin hakkı değil mi? Ama bugün baktığımız zaman bazı gençlerin daha eşit olduğu, maalesef diyorum hayata çok daha şanslı başladıkları ama büyük bir çoğunluğun da şanssız olarak başladığı bir dönemdeyiz. Biz, halkın yanında olan bir belediye olarak bu şehirde hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için, hiçbir anne ve babanın kendini çaresiz hissetmemesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugün de, yarın da, her zaman çalışacağız."
Yavaş, açıklamalarının devamında Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak vatandaşlara yapılan yardımlar hakkında bilgi paylaştı. Başkent Kart’ı kullanan Ankaralı sayısının 500 bini geçtiğini söyleyen Yavaş, bu sayıyı 5 milyona çıkarmayı hedeflediklerini anlattı.
"180 bin aileye 934 milyon 737 bin 500 TL tutarında doğal gaz yardımı yaptık"
255 bin haneye bugüne kadar, ihtiyaç desteği olarak toplam 1 milyar 842 milyon 27 bin 900 TL ödeme yapıldığını belirten Yavaş, “Türkiye’de ilk kez biz başlattık. Baktık ki kentte yaşayan çocuklarımızın birçoğu yeterli protein almadıkları için hastalıklı büyüyor. Gelişme zorluğu çekiyor. Bunu seyretmedik. 30 aydır düzenli olarak et alabilecekleri paraları yüklüyoruz” diye konuştu. Öte yandan ortalama 180 bin aileye ise bugüne kadar toplam 934 milyon 737 bin 500 TL tutarında doğal gaz yardımı yaptıklarını anlattı.
“Günlük 20 bin vatandaşa, 90 bin ekmek desteğinde bulunduk”
Yavaş, doğal gaz olmayan bölgelerde yaşayan ve yakacak yardımına ihtiyaç duyan Ankaralılara, kömür yardımı yaptıklarını ve bu yardımın her yıl 25 bin aileye ulaştığını, ailelere 578 milyon 934 bin 200 TL tutarında kömürün ulaştırıldığını söyledi. Yavaş, ekmek desteğine dair ise ortalama 20 bin vatandaşa günlük 90 bin ekmek yardımı yapıldığını, bunun tutarının ise 457 milyon 117 bin 820 TL olduğunu söyledi.
Yavaş, ASKİ’deki su indirimine ilişkin olarak, "Ortalama bir aile 8 - 10 ton su kullanıyor. 10 tona kadar 1 liradan yani, 10 lira ödüyorlar ve geri kalan para ceplerinde kalıyor" dedi. Yavaş, kırtasiye ve kıyafet desteğine dair, her yıl ortalama 160 bin öğrenciye yardım ettiklerini, bu yardımların bugüne kadar 269 milyon 320 bin 850 liraya ulaştığını anlattı.
"Çocuğunu, okulu uzak olmasına rağmen servise bindiremeyen aileler vardı" diyen Yavaş, 25 aydır servis desteğine devam ettiklerini söyledi. Yavaş, destek kapsamında ilkokul çağındaki 9 bin 780 çocuk için bugüne kadar 178 milyon 814 bin 952 lira yardım yapıldığını ifade etti.
Sosyal yardım alan ailelerin ortaokul ve lisedeki çocuklarına yönelik ulaşım desteği de sağladıklarını aktaran Yavaş, ortalama 50 bin çocuk için aylık 100 biniş sağladıklarını, bugüne kadar 29 milyon 432 bin 545 lira yardım sağladıklarını söyledi.
"Günlük 20 bin vatandaşa, 90 bin ekmek desteğinde bulunduk"
Kantin desteğine ilişkin verileri açıklarken, "Maalesef her okul bunu kabul etmediği için sayımı bu kadar. Birçoğu çorba arabasını bile okulun yanına yanaştırmıyor. Çocukların çoğu aç gidiyor" diyen Yavaş, 18 bin 876 çocuğa aylık bin 100 lira yardım sağladıklarını söyledi. Öte yandan çocuklara bayram harçlığı verdiklerini anlatan Yavaş, ortalama 100 bin çocuk için bugüne kadar toplam 39 milyon 812 bin lira destek verdiklerini söyledi.
Yavaş, toplam destek miktarının ise 341 milyon 496 bin dolar tutarında olduğunu, bu tutarın 12 milyar 293 milyon 861 bin liraya denk geldiğini belirtti. Yavaş, emekli kişilere ilişkin sosyal yardım desteğinin ise 63 bin 803 emekliye ulaştığını, bugüne kadar toplam destek miktarının 875 milyon 32 bin lira olduğunu söyledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “Türkiye Aile Destek Programı” kapsamında hane başına bin 900 lira yardım yaptığını, bu yardımların önce azaltıldığını sonrasında ise kaldırıldığını ifade eden Yavaş, “Ekonomi mi düzeldi de siz bu yardımların yenisini yapmadınız? Yok. Veremiyorlar arkadaşlar. Veremedikleri gibi maalesef enflasyonu düşüreceğiz diye emeklilere, asgari ücretlilere, çalışanlara para vermiyorlar. Öncelikle çok kazanandan çok vergi almak yerine, yıllardır olduğu gibi yükü dar gelirlilerin üstüne koydular. Biz bunu seyretmiyoruz. İnsanlarımızın evinde donmasına izin vermeyeceğiz. Açlıktan ölmesine izin vermeyeceğiz. İktidarın bu beceriksizliğini seyretmeyeceğiz” diye konuştu.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, ABB'de düzenlenen “Asgari Ücretlilere Destek Programı”nda konuştu. Programa CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Ankara İl Başkanı Ümit Erkol ve ilçe belediye başkanları da katıldı. Yavaş, bugüne kadar yaptıkları sosyal yardım desteklerinin ardından "Muhtaç Duruma Düşürülen Asgari Ücretliye Destek Programı" başlığı altında yapacakları destekleri anlattı.
Yavaş, şunları kaydetti:
"Bir insana destek olabilmesi için hükümetin yada belediyelerin muhtaç duruma düşmüşlere yardım ediyoruz. Yani baktığınız zaman asgari ücretlilerin muhtaç duruma düşürüldüğünü yasal olarak da kabul ediyorlar. Biz ne yapacağız peki? Ankara'da yaklaşık 1 milyon 438 bin asgari ücretli var. Biz şu anda 200 binin üzerinde destek alan aileleirn içerisinde 30 bin civarı zaten asgari ücretliye destek oluyoruz. Şimdi yapacağımız aylık nakit destek bir formla kendilerinden katılım isteyeceğiz. Gelen sayıya göre bütçemizi de göz önüne alarak hem belediyenin işlerini aksatmadan hem de bu insanlara yapabileceğimiz azami desteği yapacağız en sonunda formu da göstereceğiz.
Ulaşım desteği. Muhtaç duruma düşürülen asgari ücretlilere işe gidip gelirken kullanmaları için 50 binişlik ücretsiz biniş kartı veriyoruz. Eğer iki otobüs kullanıyorsa bunu belgelediği takdirde 100'e çıkarıyoruz.
Su indirimi. Bunlar da diğer destek alan aileler gibi tonu bir liradan su içecekler, 10 tona kadar 10 lira. Diğerlerine yaptığımız gibi aynı şekilde muhtaç duruma düşürülen asgari ücretlilere protein desteği de yapacağız. Aynı zamanda doğal gaz desteğini de vereceğiz.
Servis desteği. Biraz önce bahsettiğimiz servis desteği bu ailelerin çocuklarına da servis desteği vereceğiz. Yeter ki çocukları mutlaka okusun. Yine kırtasiye, kantin ve ulaşım desteğimiz de aynen veriliyor, vereceğiz. Süt desteği veriyoruz.
Peki kimler yararlanabilecek? Yasaya göre Sosyal Yardımlaşma Dayanışmayı Teşvik Kanunu'na göre SGK'lı olarak çalışıp hane için de kişi başına düşen gelirleri net asgari ücretin bir bölü üçüne sahip olanlar yani 2025 yılı için 7 bin 368 lira oluyor, muhtaç olarak kabul ediliyor. Bu durumda hanesine tek asgari ücret geliri birer üç kişiden fazla nüfusa sahip herkes muhtaç olarak kabul edilmekte ve hepsi de bize başvurabilirler.
"Sosyal belediyecilikte bir ilk; muayene ve ilaç katılım payı desteği"
Sosyal belediyecilikte bir ilk daha. Muayene ve ilaç katılım payı desteği. Sağlığa el ver projesi yapmıştık daha önce. Bir gün bir esnaf ziyareti sırasında eczaneye uğramıştık. Eczanedeki bir vatandaşın katkı payını veresiye olarak yazdırdığını görmüştük. Daha sonra Eczacılar Odası'yla odasıyla görüştük. Ve bunu iki sefer yaptık. İki sefer de 2 bin 925 vatandaşımızın toplam 1 milyon 110 bin 464 liralık borcunu hayırseverlere kapattık. Yani hiç kimse eczanelerin veresiye yazdığını bilmiyor. Bunlar yazdırabilenler. Utanıp yazdırmayan veya gidip bazı eczaneler yazmıyor olabilir gidip parası olmadığı için insanlar ilaç alamıyorlar. İşte bunlara da sahip çıkıyoruz. Bundan sonra fiyat farkı, muayene katılım payı ve ilaç katılım paylarını ödedikleri takdirde asgari ücretli ve emeklilere bunların ödeme şekilleri farklı, bize makbuzlarını verdikleri takdirde bunları da biz ödeyeceğiz. Yeter ki doktora gitmeye çekinmesin. Yeter ki ilaç almaya çekinmesin, param yok diye sağlığını ertelemesin. Sonuna kadar yanlarında olacağız. Sosyal destek alanlara ölüm demektir. Hem zam yapmıyorsunuz insanca yaşayacakları ücreti vermiyorsunuz. Aynı zamanda sağlıklarıyla ilgili bu rakamları bu şekilde arttırıyorsunuz.
Bir diğer konu da acil servislerde tıklım tıklım görüyorsunuz değil mi? Sebeplerinden birisi budur. Katılım payı vermemek için acil servise gidiyorlar. İşte bunları biz karşılayacağız ki acil servisleri bir de onlar kalabalık etmesin, koştur koştur muayene olmasın. İnsan gibi onuruna uygun bir şekilde gitsin doktoruna muayenesini olsun, eczaneden ilacını alsın hem de acil servislere gittiği zaman acil servislere acil olan hastalar gittiği zaman onlarda daha rahat orada tedavi olsunlar. Bu formu doldurup belediyemize müracaat edecekler. Ettikleri takdirde bunları biz ödeyeceğiz.
"Eğer iktidarı değiştirmek istiyorsanız ilk yapılacak şey yoksul insanlara sahip çıkmak"
Öyle gündemler var ki son birkaç aydır yargının adeta iktidarın bir sopası gibi hareket ettiğini görüyoruz. Ve televizyonlarda hep bunlar konuşuluyor. Haklı olarak da bunlar konuşuluyor. Ama belki iktidar zaten onlar konuşulsun diye bunu yapıyor. Bunlar konuşulmasın diye yapıyor. Yine Trump ‘Gazze'ye el koyacağım’ dedi. Hiç televizyonların doğru dürüst tartışıldığını görüyor musunuz? Suriye olayının tartışıldığını görüyor musunuz? Veya Ege'deki depremler var, bizi de muhtemelen etkileyecek sonuçları. Doğru dürüst bunların tartışıldığını görüyor musunuz? Ya tutuklananlar haklarında dava açılanlar yada aday kim olacak tartışmaları. Beş yıl boyunca aday kim olacak diye tartıştılar. Şimdi de ben bilerek tartıştırdıklarını düşünüyorum. Bilerek bu gündemleri yarattıklarını düşünüyorum ki bu konular konuşulmasın diye. Ama ben iddia ediyorum; önceliğimiz budur. Ekonomidir. Ve eğer iktidarı değiştirmek istiyorsanız ilk yapılacak şey bu yoksul insanlara darda kalan insanlara hem belediyeler hem muhalefet partililer olarak sahip çıkmaktan yola gider iktidarı değişmek.
"Bunlar ortadan kalkmadığı müddetçe cumhurbaşkanı olsanız ne yazar?"
Bugünkü iktidar emekliyi, asgari ücretliyi, açlık sınırının altına mahkum etmiştir. Ülkenin kaynaklarını, emeklileri değil, asgari ücretlere, çalışanlara değil, bir kısım sermayedarlarla paylaşmayı tercih etmiştir. Bir zamanlar sürekli yapılan şaşalı simit hesapları uzun zamandır yapılmıyor farkında mısınız? Çünkü artık emeklilerin çalışan kesimin maaşları ile bu hesaplar tutmamaktadır. Yani çay simit bile alamayacak bir fakirlik fukaralık meydanlardadır. Bunları anlatıyorum bilin. Bu memlekette herkese yetecek ekmek de var su da var. Bizim memleketimiz çok verimli bir bereketli bir memleket. Toprağı Türk insanına çok cömert burası. Bu topraklar ekene, biçene, hiçbir zaman ihanet etmedi. Ne ettiyse fazlasını verdi. Sizler bizi desteklediniz. Hizmet etmemiz için seçtiniz. İktidarın ürettiği bu yoksulluğa onlar gibi 'bize ne' diyemeyiz. Elimizde, avucumuzda ne varsa hepsi alım gücü her gün düşen aldığı maaş açlık sınırının altına gerilemiş asgari ücretlimizin ve emeklinindir. Ter dökerek, üreterek alın teriyle çalışanlara, yıllarca bu memlekete hizmet etmiş emeklilere yapılan bu muamele layık görülen bu maaş bu ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır. Bunlar ortadan kalkmadığı müddetçe cumhurbaşkanı olsanız ne yazar? Hangi makam bunları telafi eder? Buradan sesleniyorum; biz yanınızdayız. Dar gelirlilerimizin, ihtiyaç sahiplerinin yanındayız. Koşullar ne olursa olsun yanlarında olmaya devam edeceğiz. Eksiklerimiz, noksanlarımız elimizin uzanamadığı yerler mutlaka olacaktır. Ama bugünlerin de geçeceğini unutmayın. Sizi bu yoksulluğa mahkum edenleri lütfen unutmayın. Üstelik bu destekleri iktidarın bizi silkelediği halde yapıyoruz. Ocak ayında 2 milyar 100 milyon lira para kestiler. İki gün gecikmeyle de olsa bu sosyal destekleri kredi çekip yine ödedik. Bizim için önemli olan aç kalmamalarıydı. Bugünler inşallah çok çabuk geçer ve adil bir yönetime memleketimiz kavuşur. Ve artık yoksullukları, fakirlikleri, fukaralıkları değil inşallah güzel şeyleri konuşuruz. Umudunuzu hiç yitirmeyin. Güzel şeyleri mutlaka konuşacağız.
Ülkeyi gerçek gündemine çekmek istiyorum. Gücüm yettiği kadar ve CHP'li bütün belediyeleri sosyal belediyecilik adına bu çalışmalara ortak olmaya kendi belediyelerinde il ve ilçelerinde bu insanlara destek olmaya çağırıyorum. Çünkü bugün yanlarında biz yoksak yarın yanlarında olmamızın da hiçbir önemi kalmayacak. Dolayısıyla bizim gündemimiz belli. Bu gündemin dışında hiçbir şeyin tartışılmasına izin vermememiz gerekiyor. Bu nedenle açlık ve geçinemediğini söyleyen milyonlar ve onların sesine ses olmak için elimizden ne geliyorsa onlar için kullanmak. Biliyorum siyasi gündeme ilişkin sorular ve yanıtını aradığınız konular var. Ancak bugün benim gündemim bu. Sizin bana soracağınız siyasi bir soru işte halkın bana göre en önemli gündeminin önüne geçecek. Bu konuda anlayışınıza sığınıyorum."
"Bütün belediyelere de bu vesileyle çağrıda bulunmuş oldum"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yavaş, "Gerçek gündemden kopulması noktasında iktidarın attığı adımlar, açılan soruşturmalar doğrudan bir etki oluşturuyor mu? Yoksa CHP'li belediyeler de gündemi o noktaya çekmek konusunda biraz hatalar yapıyor mu? Bu konuda ne dersiniz" sorusu üzerine “Ben o konuda tabii bir şey söyleyemem ama ama bütün belediyelere de bu vesileyle çağrıda bulunmuş oldum" dedi.
"Sonuna kadar emeklilerimiz ve asgari ücretlilerin yanında olacağız"
Yavaş, "Aday tartışmalarının kapanması açısından Ekrem İmamoğlu'yla ve Özgür Özel'le yapacağınız üçlü görüşmede nasıl bir tutum alacaksınız" sorusuna "Sonuna kadar emeklilerimiz ve asgari ücretlilerin yanında olacağız" dedi. Yavaş, Ankara'nın trafik sorunu var. Bununla ilgili çalışmanız olacak mı" sorusunu da "Çalışmamız var. Onunla ilgili ayrı basın toplantısı yapalım. Bu gündemi dağıtmayalım olur mu" yanıtını verdi.