Ankara

Mansur Yavaş: "Afet Esnasında 30 Büyükşehir Olarak Oraya Yeni Bir Belediye Kuracak Güçteyiz"

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Kent Konseyi'nin düzenlediği "Olası bir depreme hazır mıyız?" başlıklı panelde; "Bu konunun kökten çözülmesi için, deprem dirençli kentler yaratılması için öncelikle zihniyet değişmezse biz hiçbir şey yapamayız. Bir afet esnasında 30 büyükşehir olarak büyük bir ekipmanla oraya yeni bir belediye kuracak güçteyiz." dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Kent Konseyi'nin düzenlediği "Olası bir depreme hazır mıyız?" başlıklı panelde; "Bu konunun kökten çözülmesi için, deprem dirençli kentler yaratılması için öncelikle zihniyet değişmezse biz hiçbir şey yapamayız. Bir afet esnasında 30 büyükşehir olarak büyük bir ekipmanla oraya yeni bir belediye kuracak güçteyiz. Ayırmak, kıskanmak, bunu siyaset konusu yapmak yerine şimdiden 30 büyükşehir belediyesini bütün illere bölmek suretiyle talimat almadan oraya gitmesini sağlamak çok zor değil. Afete müdahale edecek bir alan oluşturduk, 2 saat içerisinde yola çıkabilecek şekilde araçlarımız hazır. Deprem olursa hazır bir şekilde bekliyoruz" dedi.

Ankara Kent Konseyi, bugün depreme karşı alınacak önlemler ve afet yönetimi konularını tartışmak için "Olası bir depreme hazır mıyız?" başlıklı bir panel düzenledi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın da katıldığı etkinlikte uzmanlar, olası bir deprem felaketinin önüne geçilebilmesi için alınacak tedbirlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Etkinlikte Deprem Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, ABB Afet İşleri Dairesi Başkanı Özkan Erel, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan, Adana Milletvekili ve Jeoloji Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Deprem Uzmanı Yoshinori Moriwaki, KPMG Dayanıklılık Hizmetleri Direktörü Sagi Gün ve Deprem Bilimci Okan Tüysüz'ün yanı sıra ABB Başkanı Mansur Yavaş da söz aldı.

"Ülkemizi, yerleşim alanlarımızı deprem dirençli yapmak beka meselesi"

Etkinliğe katılamadığı için bir video mesaj gönderen Deprem Bilimci Prof. Dr. Görür, depremlerin durdurmanın mümkün olmadığına ancak büyük çapta felaketlerin yaşanmasının önüne geçilebileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“Türkiye bir deprem ülkesidir. Türkiye’nin herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda orta, küçük depremler olabilir. Orta ve büyük depremler olduğu zaman yüzlerce insanımız ölmektedir. Depremleri durdurmak mümkün değildir. Her depremde de ölü vermek, tarumar olmak da bizim kaderimiz değildir. Ülkemizi, yerleşim alanlarımızı deprem dirençli yapmak beka meselesidir. Bununla ülkemizi donatırsak en az zararı görürüz. Bu yönde çalışmaları başlatmalı ve bu strateji doğrultusunda artık ülkemizi depreme hazırlamalıyız. Belediye başkanının birinci görevi kentini tehdit edecek fay unsurlarını netleştirip ortaya koymak. Kentin mikro bölgeleme çalışması ve kentin denetimi ile mekan kullanımını, bina yapılmayacak yerleri araştırarak çalışmaların tamamlanması gerekir.”

Etkinlikte söz alarak Ankara'nın deprem bölgesi olmamasına rağmen olası bir büyük depreme ilişkin belediye olarak tedbir aldıklarını belirten ABB Başkanı Yavaş, şöyle konuştu:

"Üzülerek söylüyorum biz akıllanmayız. Akıllanmak için bilime inanmak lazım her şeyden evvel. Türkiye’de olmayacak işleri bir komisyona havale edip bir rapor düzenlerler çünkü toplamda cezasızlık algısı var. Dolayısıyla ilk önce bu zihniyetin ortadan kalkıp bilimin bütün eğitim kurumlarımızda ön planda olması en önemlisidir. 17 Ağustos’ta Beypazarı Belediye Başkanı’ydım, çok yakındı Düzce. Bolu otobanı çökmüştü, bizim o taraftan gitmek en mantıklısıyen. Hükümet yetkilileri, ‘Düzce tarafına gitmek isteyenler Bilecik üzerinden gitsinler’ diye yolu uzatıyorlardı. Bir yetkiliye bu durumu sorduğumda asıl karayolu, devlet yolu olarak literatürde o yol geçiyormuş. Yani bir an evvel varmak yerine biz hala prosedürle uğraşıyoruz.

"Deprem dirençli kentler yaratılması için öncelikle zihniyet değişmezse biz hiçbir şey yapamayız"

Maalesef hep depremler olduktan sonra ‘Nasıl hep beraber faydalı olacağız’ diye ayağa kalkıyoruz, tüm birimleriyle yardıma koşuyoruz, onu da beceremiyoruz. 17 Ağustos’tan alınması gereken tedbirler olması gerekirken 6 Şubat’ta baktık ki hiç tedbir alınmamış. Üstelik mevzuatta birtakım değişiklikler yapılmış ve afet işleri kurulmuş ancak şunu gördük 6 Şubat’ta: Araç sayımız daha fazla, müdahale kabiliyetimiz çok daha yüksek ancak bunu organize edecek bir kudretin olmadığı ve üstelik buralardan giden iş makinalarının yardımlarının yol üstünde bekleyip müdahale edilmesi gereken yerlere engel olduğu da ortaya çıktı. Aradan geçen 25-30 yıl içerisinde gelişen teknolojiyle bu işi çok daha iyi beceriyor olmamız lazımdı.

Bu konunun kökten çözülmesi için, deprem dirençli kentler yaratılması için öncelikle zihniyet değişmezse biz hiçbir şey yapamayız. Zihniyet şöyle gösteriyor kendini, biz bütün afetlerde bunu yaşadık. Depremin olduğu ile göre birtakım insanlar, ‘Orayı Allah cezalandırdı’ gözüyle bakıyor, yani saldırıyor oradaki insanlara. Aynısı kendi başına geldiği zaman ‘Allah’tan geldi’ diyor. Bunun inançla bir alakası olmadığını insanlara anlatmamız lazım, tedbirleri almak lazım ve tedbiri almayanları cezalandırmamız lazım. 6 Şubat’ta bazı müteahhitler siyasi kimliğine göre çok kısa sürede yatıyor ve çıkıyor. Cezalandırılmıyorlar algısı var oysa hukuk gerçekten uygulansa, herkes hukuka tabi olsa ve soruşturulmayan hiç kimsenin olmayacağını anlamaları lazım.

"Deprem olursa hazır bir şekilde bekliyoruz"

Sel olduğunda destek göndereceğiz, ‘Siz göndermeyin, bizde yeterince var’ diye oradaki insanların çile çekmesini seyrediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı gelecek diye Kahramanmaraş Havalimanı üzerindeki çadırlarımızın kaldırılıp AFAD’ınkilerin konulması gibi şeylerle karşılaşıyoruz. Biz insan canı için gidiyoruz. Büyükşehir kanunu çıktığından beri kamuda hemen hemen hiçbir kurumun aracı yok. Bir afet esnasında 30 büyükşehir olarak büyük bir ekipmanla oraya yeni bir belediye kuracak güçteyiz. Ayırmak, kıskanmak, bun siyaset konusu yapmak yerine şimdiden 30 Büyükşehir Belediyesini bütün illere bölmek suretiyle talimat almadan oraya gitmesini sağlamak çok zor değil. İtfaiyemiz ve kendi birimlerimizle birlikte STK’larla yan yana gelerek şimdiden olası İstanbul depremine karşı neler yapabileceğimizin projeksiyonunu şimdiden hazırlamamız lazım. Afete müdahale edecek bir alan oluşturduk, 2 saat içerisinde yola çıkabilecek şekilde araçlarımız hazır. Deprem olursa hazır bir şekilde bekliyoruz."

Yavaş'ın konuşmasının ardından katılımcılara üzerinde "Hazır mıyız!" yazan bir anı objesi takdim edildi.