Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden- İş) Genel Başkanı Nurettin Akçul, Çayırhan Termik Santralı ve maden sahalarının özelleştirilmesi sürecine ilişkin başlayan eylemin dördüncü gününde açıklama yaptı.

Çayırhan Termik Santrali'nde 500 Madenci, Özelleştirmeye Karşı Kendilerini Yer Altına Kapattı Çayırhan Termik Santrali'nde 500 Madenci, Özelleştirmeye Karşı Kendilerini Yer Altına Kapattı

500 madencinin (25 Kasım) pazartesi gününe kadar  sonuç çıkmaması halinde eylemin seyrini değiştireceğini vurgulayan Akçul, "İlgili Bakanlıklarla görüşmelerimiz olacak. Bu görüşmelerden de olumlu bir karşılık alamazsak, salı günü yeraltındaki arkadaşlar yine kendi iradeleri ve kararlarıyla açlık grevine başlayacaklar" dedi.

Akçul konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Dört gündür gece gündüz demeden yanımızda olan, kamuoyuna sesimizi duyuran basın emekçisi arkadaşlara yoğun ilgilerinden ötürü teşekkür ediyoruz. Ayrıca dört gündür madenden çıkmayan emekçi arkadaşlarımızın eşlerine ve ailelerine, siyasi parti genel başkanlarına ve temsilcilerine, milletvekillerine, Stk’lara, Beypazarı ve Nallıhan belediye başkanlarına, Türk-İş Konfederasyonumuz Genel Başkanına ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanına, haklılığımızı görüp buraya kadar gelen gelemeyen ve bize kulak veren herkese müteşekkiriz."

"EKMEK PEŞİNDE KOŞMAK DIŞINDA HİÇBİR AMACIMIZ YOK"

Özelleştirme süreci başladığından beri mücadelelerinin sürdüğünü dile getiren Genel Başkan Akçul, iki aydır bütün kapıları çaldıklarını ama bir noktada müzakere sürecinin tıkandığını vurguladığı açıklamasına şu cümlelerle devam etti.

"Bugün dördüncü gün ve yetkililer sadece, ara bir çözümü, kısmen telaffuz ettiler. Yani bunu bile net ve kesin bir dille ifade etmediler. Şimdilik beklemedeyiz ama pazartesi günü ilgili Bakanlıklarla görüşmelerimiz olacak. Bu görüşmelerden de olumlu bir karşılık alamazsak, salı günü yeraltındaki arkadaşlar, yine kendi iradeleri ve kararlarıyla açlık grevine başlayacaklar. Daha sonraki süreçte de, sonuç alıncaya kadar aşama aşama, yol haritamızı belirleyeceğiz. Bizleri bu durumlara kadar getirmeden önce keşke sesimizi duyup bu işi müzakere yoluyla halletseydik. Ama maalesef madencinin sesi ancak ölünce ya da eylem yapınca duyuluyor. Ekmek peşinde koşmak dışında hiçbir amacımız yok. Olamaz da. Madencinin hiç kimseyle ekmek kavgasından başka kavgası olmaz. Arkadaşlar çok nizami bir şekilde, taşkınlık yapmadan aslında sessizce ve umutla gelecek olan olumlu haberleri bekliyor. Onlar da yeraltında durmaya hevesli değil ama maalesef süreç onları bu duruma zorladı. Gündem çarpıtma derdinde değiliz. Tek davamız ekmek davası. Huzurla ve güvenle çalıştığımız işyerimize ve geleceğimize sahip çıkma adına mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kamuoyunun da desteğinin devamını bekliyoruz."