Kılıçdaroğlu - Babacan Görüşmesi: Parlamenter Sistem Çalışması Başlıyor

BABACAN: PARLEMENTER SİSTEME GEÇİŞ SÜRECİYLE İLGİLİ ORTAK ÇALIŞMA BAŞLATACAĞIZ

Ülkeyi yönetenlerin sorunlara çare bulma ve üretme kapasitesinin kalmadığını belirten Babacan, “Böyle bir dönemde Türkiye’nin gerçekten büyük ve güçlü potansiyelini açığa çıkaracak, bu ülkenin demokraside de ekonomide de hak ettiği yere gelmesinin sağlayacak büyük bir değişime ihtiyaç var. Bu değişimin en önemli alanlarından bir tanesi sistem. Yani güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş” dedi.

Gazete Duvar'ın haberine göre, 28 Ocak 2021 tarihinde CHP lideri Kılıçdaroğlu’yla görüştüğünü ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin ikili bir işbirliğini ilan ettiklerini, bu çalışmanın büyüdüğünü belirten Babacan, “Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir noktadır bu. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili oldukça güzel ve detaylı bir çalışmanın altı siyasi partinin mutabakatıyla belli bir noktaya getirilmesi, son derece önemli bir başarıdır. Bundan sonraki süreçte de artık bunun uygulanmasıyla ilgili konulara beraberce çalışmaya başlamamız gerekecek” diye konuştu.

İlk seçimin ardından parlamenter sisteme geçişin nasıl olacağının önemine vurgu yapan ve Kılıçdaroğlu’yla yaptıkları görüşmede buna değindiklerini ifade eden Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Geçiş sürecinin nasıl çalışacağımız ile ilgili de ortak bir çalışma başlatmanın önemli olacağını düşündük. Bu konuda da bugünkü görüşmemizde mutabık kaldık. Altı siyasi partiyle de bu konunun görüşülmesi ve geçiş süreciyle ilgili yine altı partinin beraberce çalışacağı sürecin başlatılmasının önemli olacağı konusunda görüş birliğine vardık. Önümüzdeki süreçte süreç nasıl işleyecek adım adım bunun takibini ilgili arkadaşlarımızla beraber yapacağız. Bugünkü görüşmemizde, ülkemizin sıkıntıları, sıkıntılı ortamdan çıkış, güçlendirilmiş parlamenter sistem ve sistemle ile ilgili yol haritası vardı. Bu şekilde güzel, oldukça verimli ve kapsamlı bir görüşmeyi gerçekleştirmiş olduk.”

KILIÇDAROĞLU: YOL HARİTASINI BÜTÜN SİYASİ PARTİLER BİR ARAYA GELEREK YAPACAKTIR

Babacan ile verimli görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem dolayısıyla altı siyasi partinin bir araya gelip, Türkiye’nin ufkunu açması, yeni ve ciddi bir yol haritası açması son derece değerli. Bu çalışmayı önümüzdeki süreç içerisinde liderlerle bir araya gelip, kamuoyu ile paylaşacağız. Bizim için de toplum için de son derece değerli. Bizleri dinleyen vatandaşlarımız için son derece değerli” dedi.

DEVA Partisi lideri Babacan’ın iktidar olunduğunda geçiş süreciyle ilgili ne yapılması noktasında önerisinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim açımızdan da diğer bileşen partiler açısından da son derece değerli. Neyi, nasıl yapacağımızı bugünden düşünmek ve toplumun önüne sağlıklı bir yol haritası koymak aslında bir anlamda bizim sorumluluğumuz. Bu sorumluluğun gereğini önümüzdeki süreçte güçlendirilmiş parlamenter sistemde nasıl bir başarı sağladıysak ve önümüzdeki süreçte kamuoyuyla paylaşacaksak, yol haritasında da ciddi ve tutarlı bir çalışmayı umarım bütün siyasi partiler bir araya gelerek yapacaklardır. Sayın genel başkan ile ekonomiyi de konuştuk. Diğer konuları da konuştuk. Ekonomideki tabloyu da konuştuk. Özellikle enerji konusu, elektrik fiyatları, doğalgaz fiyatları, bu fiyatların sanayiye getirdiği maliyet, maliyetin vatandaşa getirdiği yansıması da elbette görüşüldü.”

"DEPOLARIN TAM KULLANILMAMASI AFFEDİLEBİLİR BİR HATA DEĞİL"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA lideri Babacan açıklamalarının arından gazetecilerin sorularına yanıt verdi. İki lidere, İran kaynaklı elektrik ve doğalgazda yaşanacak kesintiyi nasıl değerlendirdikleri sorusu yöneltildi.

İran hükümetinin yaptığı resmi açıklamaya inanmak zorunda olunduğunu belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Burada sorun yeni bir sorun değil. Geçmişte de zaman zaman doğalgaz kesintileri olurdu. Ama depolarımız doluydu. Sorun var olan depoların doldurulmaması. Düşünün 2018 Ocak’ında var olan depolardaki gaz yüzde 73 oranında dolu. Şimdi yüzde 30 seviyesinde. O dönemin iradesiyle şimdiki dönemin iradesi arasında fark var. O dönem kısmen ülke yönetilebiliyor muydu diye, en azından liyakatli kadrolar vardı. Şimdi kimse yok. Fatura kime çıkıyor? Sanayiciye çıkıyor. Sonuçta hepimize çıkıyor” dedi.

DEVA lideri Babacan ise, “Bu gerçekten doğalgaz depoları varken bu depoların tam kapasiteyle kullanılmamış olması affedilebilir bir hata değil. Şu andaki sistemin yürümediği, bu zihniyetin bu ülkeyi yönetemediğinin bir örneği daha” ifadeleriyle soruyu yanıtladı.

LİDERLER BİR ARAYA NE ZAMAN GELECEK?

Gazeteciler güçlendirilmiş parlamenter sisteme dair altı siyasi partinin çalışmasının tamamlandığını hatırlattı. Ocak ayı başında yapılması beklenen genel başkanların ortak açıklamasının nasıl olacağı sorusuna CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışmalar yeni sonuçlandı. Büyük bir uyum var. Önümüzdeki süreç içerisinde diğer genel başkanlarla da konuşacağız. Umarım bütün genel başkanların katılımıyla sonucu kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.

Altı siyasi partinin oluşturduğu komisyonun çarşamba günü yeniden bir araya geleceğini belirten DEVA lideri Babacan ise, “Altılı komisyon bir araya gelecek. Bu komisyonda iletişim takvimi beraberce konuşup karara varacaklar. Biz arkadaşlarımıza yetki devrini yapmış durumdayız. Komisyon ne karar verirse uyarız” dedi.

"VATANDAŞLARIMIZ SABREDİYOR"

Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin son açıklamaları da iki lidere hatırlatıldı. Bakan Nebati’nin “Merkez Bankası’nı ve politika faizini önemsizleştirdik” sözlerine dair Kılıçdaroğlu, “Sayın Nebati hepimizin bildiği gerçekleri dile getiriyor. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yok diyor. Ben ne talimat verirsem Merkez Bankası onu yapar diyor. Ama yasası öyle değil. Politika faizi sorumlu olmaktan çıktıysa… Faiz doğru değil diyorlardı. O zaman talimat versinler faizi sıfırlasınlar, mesele de bitmiş olur” dedi.

DEVA lideri Babacan ise bu soruyu, “Merkez Bankası’nın politika faizi önemsiz de eylülden bu yana yüzde 19’dan yüzde 14’e düşmesiyle vatandaşın faizi ne oldu ona bakmak gerekir. Ticari krediler in faizi altı puan yedi puan arttı. Hazinenin borçlanma faizi arttı. Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz önemsiz de eylül ayında döviz kuru 8 liraydı da bugün 13,5 civarında dolaşıyor. Yanlış zamanda yanlış iş yapmanın bedelini toplum çok ağır ödüyor. Bu bedeli şu anda inanılmaz elektrik faturası olarak her hane halkı ödüyor. Bir tek kişinin yanlış tezinin inatla ülkeye dayatılmasının sonucunda 84 milyon bedel ödüyor. Vatandaşlarımız seçim gelecek diye sabrediyor” ifadeleriyle yanıtladı.

"RTÜK İNFAZ KURUMU HALİNE GELDİ"

Gazetecilerin, “RTÜK olağanüstü toplantı sonrasında TELE 1’e ve başka kurumlara da ağır cezalar verdi. Bununla alakalı her iki genel başkan neler söylemek ister?" sorusuna CHP lideri, “RTÜK’ün bir infaz kurumu haline geldiğini biliyoruz artık. Gününü bile beklemeden, aldıkları talimatı yerine getiren, bağımsız iradesi olmayan bir kurum öyle düşünüyoruz. Yaptığı uygulamalar da bizi haklı kılıyor. Dolayısıyla televizyonların yayınlarına müdahale etme, onları cezalandırma ve bu cezalandırmayı yaparken sadece iktidarı eleştiren kanallara bu cezaları vermek, iktidarı öven kanallara ise hiçbir yaptırımın uygulanmaması, bir çifte standartın uygulanması RTÜK’ü bir infaz kurumu haline dönüştürmüş durumda. Başındaki kişinin de bağımsız bir iradesinin olduğunu düşünmüyorum. Alınan talimatın gereğini yerine getiriyor” ifadeleriyle yanıt verdi.

DEVA lideri Babacan ise bu soruya ilişkin şunları kaydetti:

“RTÜK yoluyla televizyon kanallarına verilen cezaların büyük bir kısmı, aslında hükümetin elindeki denetim sopasını kendi istediği çizgide yayın yapmayan kuruluşları yola getirme çabası olarak ben görüyorum. Normalde bağımsız işlemesi gereken RTÜK, sadece kararlarla işlemiyor, resmi karara dökemedikleri konularda direkt telefonla uyarıyorlar, tehdit ediyorlar. Bu ülkede sorunların çözülmesini istiyorsak, sorunların çözülmesi ifade özgürlüğü ile başlar. Basın özgürlüğü ile başlar. Sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının bağımsız ve özgür bir şekilde kendilerini ifade etmeleriyle ancak sorunların çözümüne başlayabiliriz. Sorunları konuşmanın yasak olduğu, eleştirileri ifade etmenin yasak olduğu, eleştirel yayın çizgisi izleyen kuruluşların sürekli ceza aldığı bir ülke, sadece demokrasinin ve ifade özgürlüğünün iyi işlemediği bir ülke olarak kalmaz. Aynı zamanda hiçbir sorununu çözemeyen bir ülke olur. Çünkü önce sorunları konuşmanız lazım ki çözüm üretin. Önce hastalığı teşhis edin ki tedavi aşamasına geçebilesiniz. Bu kabul edilebilecek bir şey değil.”

"PARTİLER ÜÇÜNCÜ BİR İTTİFAK OLUŞTURABİLİRLER"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA lideri Babacan’a sol partiler arasında devam eden üçüncü ittifak görüşmeleri de hatırlatıldı. CHP lideri bu çalışmaları, “Demokrasilerde üçüncü ittifak da olabilir, siyasal partiler, iki ittifakın dışında kalan ya da iki ittifaka mesafeli olan diğer partiler bir araya gelebilirler. Üçüncü bir ittifakı oluşturabilirler. Demokratik standartlarımızın oluşması, demokrasinin daha sağlıklı bir zeminde yürümesi açısından önemsiyorum” ifadeleriyle değerlendirdi.

DEVA lideri Babacan ise, “Her siyasi partinin hür bağımsız kararıdır. Siyasi partiler arasındaki işbirliklerinin farklı boyutları olabilir. Bu işbirliğinin boyutu bazen ittifak, bazen seçim sonrası koalisyon şeklinde de olabilir. Bu demokrasinin özgürlükler içerisinde değerlendirilmesi gereken bir husustur. Kendi adımıza söyleyeyim bizim üçüncü ittifak gibi herhangi bir partiyle çalışmamız da görüşmemiz de yok” diye konuştu.

"ENGEL VARSA KALDIRILMASI GEREKİR"

Gazetecilerin, “Bugün 24 Ocak Dünya Uluslararası Eğitim Günü. Şu anda Türkiye’de devam eden bir Kürtçe seçmeli ders süreci var. Her iki genel başkanın görüşleri nelerdir?” soruna CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Kürtçe seçmeli ders konusunda eğer bir engel varsa, engelin giderilmesi lazım. Yoksa insanlar bağımsız olarak herhangi bir yabancı dili, herhangi bir anadili öğrenebilirler. Bu konuda eğitim de verilebilir. Engel varsa, engellerin kaldırılması gerekir” ifadeleriyle yanıt verirken, DEVA lideri Babacan şunları kaydetti:
“Bu topraklarda en çok konuşulan, en çok kullanılan bir anadilin böyle vesilelerle gündeme gelmesine gerçekten çok üzülüyoruz. Normal ve işleyen bir demokraside bunların konu dahi olmaması lazım, gerekenin yapılması lazım. Zaten biz daha önceki yaptığımız açıklamalarda, bu konudaki duruşumuzu açık ve net bir şekilde ifade ettik.”

KILIÇDAROĞLU, İNCE’NİN İDDİASINI YALANLADI

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na Muharrem İnce’nin dile getirdiği “Muhalefet TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na cumhurbaşkanı adaylığı teklif etti” iddiası hatırlatıldı. İnce’nin yaptığı açıklamayı bilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Yorum yapma şansım yok böyle bir olayda yok” dedi.

"BU ÜLKEDE DEMOKRASİ OLACAKSA DİYARBAKIR’DAN GEÇER"

27 Ocak’ta Diyarbakır’a gideceğini belirten CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Diyarbakırlılara selam göndererek ziyareti öncesinde ise şunları kaydetti:

“Bu ülkeye demokrasi gelecekse, bu ülkede demokrasi olacaksa, bu ülkede herkes kimliğinden dolayı ötekileştirilmeyecekse, inancından ötürü ötekileştirilmeyecekse bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım, bunu söyleyeceğim. Düşüncelerimi aktaracağım ve onların sorularını da bütün samimiyetimle yanıtlayacağım.