Hak-İş Başkan Yardımcısı: Asgari Ücrette 10 Bin Lira Gibi Bir Rakamın Verilmesi Gerekir

Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Öz, “Asgari ücret ile çalışan 7 milyon vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için en azından 10 bin lira gibi bir rakamın verilmesi gerekir” dedi. Ayrıca Öz, “Ben Hak-İş ve Hizmet-İş genel başkan yardımcısıyım. Bu kimliğimle ve Hüseyin Öz kimliğim ile konuşuyorum. Benim ifadelerim doğrudan konfederasyona yönelik bağlayıcı bir ifade değil” diye konuştu.

Ekonomi 30.11.2022, 19:45 30.11.2022, 19:45
Hak-İş Başkan Yardımcısı: Asgari Ücrette 10 Bin Lira Gibi Bir Rakamın Verilmesi Gerekir

Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Öz, bugün basın mensupları ile kahvaltıda buluştu. Öz, asgari ücrete ilişkin şu açıklamayı yaptı:

“Pandemi süreci başlangıç olmak üzere arkasında Ukrayna-Rusya savaşı ile beraber yaşanan ekonomik kriz işçilerimizin, emeklilerimizin, kamunun, özel sektör içerisinde çalışan işçilerimizin hayat standartlarında geriye doğru bir gidiş meydana geldi. Özellikle gündemimizde olan asgari ücret konusunda demek gerekir ki asgari ücret ile çalışan yaklaşık 7 milyon arkadaşımız var. Bu arkadaşlarımızın hayat standartları geriye doğru gitti ve yüksek enflasyon dünyada ve ülkede yaşanan sorunlar nedeni ile satın alma güçlerini önemli oranda kaybettiler. 2021-2022 yılı içerinde asgari ücretin belirlenmesi süreçlerinde özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çalışanların satın alma güçlerinde meydana gelen kayıpları telafi etmek üzere enflasyonun üzerinde bir asgari ücret tespitini yöntem olarak benimsediler. Ancak yüksek enflasyon nedeni ile çalışanlar o kayıpları tekrar yaşamak durumunda kaldılar.

“SOSYAL HAKLARDA DA EŞ ZAMANLI OLARAK ARTIŞLAR YAPILMALI”

Asgari ücretle birlikte örgütlü ve toplu sözleşmeli iş yerlerinde de önemli bir sorun ile karşılaşıyoruz. Bugün iş yerlerimizdeki çalışanlarımız enflasyona endeksli zam alıyor. Dolayısıyla asgari ücret yeniden belirlendiğinde Toplu Sözleşme sisteminin uygulandığı yüzde 15’lik kesimin çalıştığı iş yerlerinde de asgari ücret artışına bağlı olarak sözleşme ile işçiler ile belirlenen sosyal hakların da eş zamanlı olarak artışlar yapılmalı. Aksi takdirde asgari ücretle artış ile beraber toplu sözleşmesi sistemi anlamını yitirmiş olacak. Burada da yasal olarak tedbir almaya ihtiyaç var. Yasal olarak tedbir alınmadığı takdirde asgari ücrete mahkûm edilmiş olur. Bu da toplu sözleşme sistemi bakımından kabul edilemez. Burada TÜİK verilerine göre enflasyon oranı yüzde 85 olarak açıklandı ancak vergi ve cezalarda meydana gelecek artışlara esas yeniden değerlendirme oranı yüzde 123 oranı olarak açıklanmış durumda.

Özellikle ülkemizde gelir dağılımı ile ilgili birkaç noktaya temas etmek isterim. TÜİK verilerine göre hayat seviyesi en düşük milli gelirin 6,1’ini ulaştığını altını çizmek isterim. Gelir dağılımında sorun olduğunu söyleyebiliriz. 2023 bütçesi yapılırken asgari ücretlilerin hayat standartlarında kayba göre bütçe oluşturulsun. Bu bakış açısı yürüdüğümüz zaman asgari ücret tespitinde bunlara ihtiyaç var. Açlık sınırının 7 bin liranın üzerinde olduğu dönemde asgari ücret tespiti konuşuyoruz. Asgari ücret tespiti sırasında kendisinden ziyade 4 kişilik bir aile kabul ederek bir ücret tespiti gerekir. Şahsi kanaatim asgari ücret 10 bin liraya tekabül etmeli. Asgari ücret ile çalışan 7 milyon vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için en azından 10 bin lira gibi bir rakamın verilmesi gerekir.”

“VERGİ YÜKÜNÜN ÇALIŞANLAR ÜZERİNDEKİ YÜKÜNÜ HAFİFLETİLMESİ BAKIMINDAN YÜZDE 10’LARA ÇEKİLEBİLİR”

Asgari ücretin üzerindeki vergi yükünün kaldırılmış olması çok önemli bir gelişme en azından psikolojik olarak 45 yıllık çalışanlarının talepleri ile ilgili önemli bir adımın atılmış olduğunu burada söyleyebiliriz. Bugün çalışanların temsilcileri olarak çalışanlarımız bu adımın devamını getirilmesini Sayın Cumhurbaşkanı’mızdan bekliyorlar. Çalışanlarımız özellikle ücretli kesimin üzerinde vergi yükünün hafifletilmesini istiyorlar. İkinci bir adım olarak vergi yükü tamamen kaldırılmıyor olsa bile en azından oransal olarak vergi yükünün hafifletilmesi, oranın aşağı çekilmesi bir ihtiyaç. Çalışanlarımızın tamam sendikalarımızdan talep ediyorlar. Vergi yükünün çalışanlar üzerindeki yükünü hafifletilmesi bakımından yüzde 10’lara çekilebilir. Vergi dilimlerinin belirlenmelerinde esas miktarlarında yükseltilmesi lazım. Bir çalışanımız 10 bin lira ücret alırken haziran ayına geldiğinde maaşının yüzde 27’sini vergiye ödemek zorunda kalıyor. Yüzde 15 ile başlıyor, bir anda altı aylık dilim içerisinde yüzde 27’ye kadar ulaşıyor. Dolayısıyla çalışanlarımızın vergi yükünün sabitlenmesi hem oransal olarak vergi miktarı düşürülmeli hem de matrah miktarı yükseltilmeli, vergi dilimleri de kendi içerisinde yükselterek çalışanların üzerindeki verginin azaltılması gerekir. Bu da çalışanımızın hükümetimizden önemli talebidir.”

“ALINMASI GEREKEN TEDBİR YÜKSEK ENFLASYONUN BİR AN ÖNCE DÜŞÜRÜLMESİNE İHTİYAÇ VAR”

Bir gazetecinin asgari ücret görüşmelerinde ikinci bir ara zam sözleşmeye girmeli mi sorusuna Öz şu yanıtı verdi:

“Uzun yıllardan beri asgari ücrette artış bir defa yapıldı. Enflasyon düşüktü, düşük enflasyon olduğu için refah payı ilave edilmek sureti ile asgari ücret yeniden belirleniyordu. Geçen yıl özellikle enflasyonun beklenenden üzerinde artışın meydana gelmesi temmuz ayından itibaren verilen asgari ücretin yetersiz kalma sebebi yüzde 30 artış yapıldı. Burada alınması gereken tedbir yüksek enflasyonun bir an önce düşürülmesine ihtiyaç var. Çünkü yüksek enflasyon düşürülmediği sürece ne kadar artış yaparsanız yapın diğer alanlarda meydana gelen artışlar bunu anlamsız hale getiriyor. Yüksek enflasyon ortadan kalkıncaya kadar Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun hem ocak ayında hem de temmuz ayında iki farklı dönemde zam yapması isabet olur. Asgari ücretli çalışanlarının satın alma güçlerinin zayıflamasını önleyecek ilave tedbirlere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.”

“İŞÇİ TEMSİLİNDE ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU’NDA SORUN VAR”

Başka bir gazetecinin Türkiye’deki üç büyük sendikanın bir araya gelerek asgari ücret konusunda ortak karar verebilme kararına ilişkin sorusuna Öz şu yanıtı verdi:

“Ben Hak-İş ve Hizmet-İş genel başkan yardımcısıyım. Bu kimliğimle ve Hüseyin Öz kimliğim ile konuşuyorum. Benim ifadelerim doğrudan konfederasyona yönelik bağlayıcı bir ifade değil. Açlık sınırının 7 bin lira olduğu ülkedeyiz, yoksulluk sınırının 18 bin lira ve üzerinde olduğu bir ülkedeyiz. Eğer biz asgari ücreti belirlerken sadece enflasyon kadar bir artıştan söz edersek o zaman insanların hayat standartları düşmeye devam eder. İşçi temsilinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda sorun var. Komisyonun içerisinde sadece işçi kesiminin yüzde 7’lik kısmını temsil eden bir konfederasyon var. Peki yüzde 93 nerede? Üç tane konfederasyon arasında gayri resmi görüşmeler yapılmak sureti ile ortak bir anlayış benimsenmeye çalışıldı. Bu böyle olmak yerine, yönetmelik değiştirilebilir. Her üç konfederasyon temsil imkanı bulur. Örgütlü iş yerlerinin tamamı çalışan sadece yüzde 15’ini hesap ediyor. Çalışan kesimin yüzde 85’ini ifade eden komisyonun içerisinde temsil edilmesine ihtiyaç var.”

“FARKLI BİR SESİN BASIN MENSUPLARI İLE ÇALIŞMA YAŞAMANIN SORUNLARINI GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİNDE BULUNMASI BENİM ANLADIĞIM KONFEDERASYON BAŞKANINI RAHATSIZ ETMİŞ”

Bir gazetecilerinin kendilerine HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından “resmi beyanda bulunmak genel başkana aittir” konulu mailinin gönderilmesine ilişkin sorusuna Öz şu karşılığı verdi:

“Hak İş Konfederasyonu bünyesinde Hizmet İş bünyesinde çalışan Hizmet İş sendikasının farklı kademelerinde iş yapmış bir hukukçuyum. Kimin nerede, ne şekilde konuşması gerektiğini gayet iyi bilen birisiyim. Bu yazının amacı her şeyden önce konfederasyonun içerisinde farklı bir sesin olmasına tahammül edilemediğini gösteriyor. Farklı bir sesin basın mensupları ile çalışma yaşamanın sorunlarını görüş alışverişinde bulunması benim anladığım konfederasyon başkanını rahatsız etmiş. Ben, Hüseyin Öz olarak çalışanların haklarını alabilmesi için, adaletli bir şekilde ücret ve sosyal haklarının belirlenebilmesi için çalışanların yaşadığı sorunların çözülebilmesi için 28 yıldır mücadele etmiş bir insanım. Bugün de Hizmet İş Sendikası’nın 17 Aralık’ta gerçekleşecek olan genel kurulunda genel başkanlığa adayım. Demek ki demokratik olarak kullandığım hakkım engellenmek isteniyor. Demokrasiye tahammül etmeleri gerekmiyor mu?”

Yorumlar (0)
banner8
12
az bulutlu
banner9
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 35 76
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 71
5. Athletic Bilbao 36 63
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 35 54
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 35 48
10. Getafe 36 44
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Rayo Vallecano 36 38
15. Las Palmas 35 37
16. Mallorca 36 36
17. Celta Vigo 36 35
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 35 17