Özellikle son dört yılda önlenemez enflasyon artışı nedeniyle kiralar da fahiş boyutlara ulaştı. Yüzde 25 sınır ile frenlenmeye çalışıldı ancak bu yıl o sınır da kalktı. Fiyatlara karşılık kiracıların ödememe sorunu arttı, ev sahipleri de çok sayıda taleple gelmeye başladı.
Sabıka kaydı, maaş bordrosu, memur kefil, kredi notu raporu gibi taleplerle ev sahipleri mülklerini kiralamak istiyor.
Milliyet'te yer alan habere göre, Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, konuya ilişkin dikkat çeken noktaları anlattı.
Özelmacıklı, şu ifadeleri kullandı:
"200 BİNİN ÜZERİNDE DOSYA VAR"
"Son dönemde mal sahipleri tarafından kiraya verilen gayrimenkul ilanlarında birçok farklı şartı görebiliyoruz. Burada memur olmasını isteyen, memur olmasa da memur kefil isteyen, adli sicil kaydını, kredi skorunu, çalıştığı şirketten maaş bordrosunu isteyen birçok ilan var.
Genel anlamda baktığımızda yerlerini kiraya vermek isteyen mal sahipleri son dönemde bazı çekinceler yaşıyor. Hukukta 200 binin üzerinde dosya var. Birçok kişi davalık durumda. Kiracıların kirayı ödememe riski gün geçtikçe artıyor. Mal sahipleri dairelerini kiraya verirken, kişinin kirasını ödeyebileceğini garanti altına almak istiyor.
Tahliye davalarının uzun sürmesi mal sahiplerinin tedirginliklerinden biri. Bu nedenle kiraya verirken ister istemez kişilerin ekonomik şartlarını belirleyici bazı ek taleplerde bulunabiliyorlar.
ÖDEME KARŞILIĞI SENET
Hatta bunlar içerisinde tahliye taahhütnamesi istenmesi dahi var. Bunun geçerli olması için bazı şartlar olsa da istenen şartlar arasında gün geçtikçe piyasada farklı şartların sunulduğunu görüyoruz.Ödemeler karşılığı senet isteyen mal sahipleri var. Biz emlak işletmeleri olarak mal sahiplerini bu konularda yasal konularda bilgi sahibi edinmelerini sağlıyoruz. Onların kendi girdikleri ilanda bu tür farkındalık olmadığı için çok farklı talepler söz konusu olabiliyor. Son dönemde talepler şaşırtıcı boyutlara çıktı.
Hukuken kişinin ekonomik durumunu sorgulamaya yönelik bazı şeylerin mal sahibi tarafından istenmesinde bazı yasal sakınca yok. Kiraya verirken taşınmaz için ayrımcılık ve bölücülük ilkeleri dışında hareket etmemek gerekiyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun daha önce kestiği cezalara baktığımızda gerek mal sahiplerine gerekse platformlara cezalar kesildi.
Mal sahiplerinin ‘bekara ev vermiyorum, sadece yabancıya ev veririm’ şeklindeki ilanlarına kesilen cezalar oldu. Platformlara da bunların bazılarını eleme imkanları varken eleme yapılmadığı için cezalar kesilmişti. Bu cezalar kiracı veya kiracı adaylarının şikayetlerine göre ilerliyor. Bu noktada etkin bir kontrol yok.
KİRACILAR NEREYE ŞİKAYET EDEBİLİR?
Kiracıların başvurabileceği yerler eğer bir ayrımcılık ilkesi varsa Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’dur. Mal sahiplerinin ekonomik durumu gösteren bir rapor istemesinin hukuki anlamda bir olumsuzluğu söz konusu değil. Mal sahibi bunu ispat etmek isteyebilir. Kirasını ödeyebileceğine inanacağı birine kiraya vermek isteyebilir.
Önümüzdeki dönemlerde bazı illerde uygulanan peşin kira isteme uygulamaları biraz daha artabilir. Kiralık daire arzı azalmasına rağmen talep hala canlı.
Özellikle son dönemde mülk sahiplerinin en fazla 1 yıllık kiralamaları ve tahliye taahhütnamesi istemelerini gördük. Başlangıçta tahliye taahhütnamesi istenmesi yasal bir durum değildir. Bunu doğrudan noterden isteyen ilanları da görüyoruz. Tahliye taahhütnamesinin verilme şartı var. Hukuki olmadan verilenlerin geçersizliği talep edilebiliyor. Kefillikte bile çok sayıda farklı şart var. Mal sahipleri kira kontratları yaparken buradaki yasal şartlara, hukuki düzenlemelere dikkat etmelidir. Anında alınan tahliye taahhütnameleri boş alınıp daha sonra icra takibine konu oluyor."