İsmail Saymaz'ın Halk TV'nin web sitesinde kaleme aldığı köşe yazısında AK Parti'yi götürmenin formülü olarak Mansur Yavaş'ın cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu'nun ise başbakan olduğu sistem gösterildi.

Saymaz'ın yazısı şöyle:

Ekrem İmamoğlu, dün İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne girerken, sanırsınız ifade vermek için değil, Başsavcı Akın Gürlek’i ziyarete gelmişti.

Yanında eşi Dilek vardı.

İmamoğlu, adliyedekilere el sallayarak yedinci kata, yani Terör ve Örgütlü Suçları Soruşturma Bürosu’na çıktı. Savcı, İmamoğlu’nu kapıda ve ayakta karşıladı.

İfadeyi alan savcı dün sabah birdenbire değişti.

Şikayetçi Başsavcı Akın Gürlek ise geçen çarşamba gününden beri yurt dışındaydı. Gürlek, ifade günü adliyede olmak istememişti.

22 Ocakta Gürlek’in İmamoğlu’na açtığı soruşturma için şöyle yazmıştım:

“CHP’ye yönelik özel gayreti, partinin toparlanmasını, iç çekişmeleri ertelemesini sağladı… İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylık kampanyasını Gürlek başlattı desem, yanlış olmaz.”

Siyasi savunma yaptı

Dünkü gelişmeler beni haklı çıkardı.

İmamoğlu, üç avukatla girdiği odada oturarak ifade verdi.

İki farklı soruşturma üç suçlama yöneltildi.

Biri, Gürlek’i tehdit ve hedef gösterme.

Diğeri bilirkişiyi ve yargı görevini yapanı etkileme.

İmamoğlu, Gürlek’in şikayetçi olduğu dosyaya sunduğu yazılı metinde geri adım atmadı, “Sözümün eriyim” dedi, siyasi savunma yaptı, Cumhurbaşkanı’na meydan okudu.

İmamoğlu, şöyle dedi:

“Asıl tehdit, ‘Turpun büyüğü heybede’ diyerek, yargıya doğrudan müdahale edenler tarafından yapılmaktadır… Yargıyı siyasi çıkarlar için araç hale getirenler günü gelecek, hukuk önünde gerçek bir muhasebeye tabi tutulacaktır… Yargıyı araçsallaştıran siyasiler er meydanına çıkıp mertçe yarışmak yerine böyle yollara başvurmaktan vazgeçsin… Şunu da unutmasınlar: Hiçbir baskı, hiçbir tehdit, halkın adalet mücadelesini durduramayacak.”

El ele

Beklenen olmadı.

İmamoğlu, ifadeden sonra serbest bırakıldı.

Mahkemeye sevk edilmedi.

Şüpheli sıfatıyla girdiği adliyeden muzaffer bir lider olarak çıktı.

Çıktı ve adliyeye bakan meydanda CHP otobüsünün üzerinden partililere seslendi. Otobüsün üzerinde, cumhurbaşkanı adaylığından kaynaklı İmamoğlu ile gerilim yaşayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş vardı.

Duyduğum kadarıyla Yavaş'ın İstanbul'a gelerek İmamoğlu'na destek vermesi fikri CHP Lideri Özgür Özel'den çıktı.

Yavaş'ın aklında Ankara'da yapılacak kitlesel bir basın açıklamasına katılmak vardı. Bu görüşünü aktardığı Özel "Çağlayan Adliyesi'nde bulunmanız iyi olur" dedi.

Yavaş bunun üzerine İstanbul'a geldi.

İmamoğlu, mikrofonu “Ağabeyim” dediği Yavaş’a uzattı.

İki başkan el ele verip meydanı selamladılar.

CHP’lilerin neredeyse mahkemelik olacağı bir siyasi ayrışma, Başsavcı Gürlek sayesinde Çağlayan Adliyesi avlusunda tatlıya bağlandı.

Erdoğan’ın oyununu bozacak formül

İmamoğlu ve Yavaş, Çağlayan Meydanı’nda verdikleri mesajla Erdoğan'ın kurduğu oyunu bozdular.

Erdoğan, kurt siyasetçi…

Seçimi kazanmak için CHP’deki İmamoğlu-Yavaş ve Özel-Kılıçdaroğlu fay hatlarını harekete geçirmek gerektiğini biliyor. CHP içine hamle yaparak, potansiyel cumhurbaşkanı adaylarının birbirleriyle rekabete girmesini kışkırtıyor.

İmamoğlu da Yavaş da bu planı görüyor.

Ana muhalefetin yapması gereken, adayını erkenden belirlemek değil, İmamoğlu ve Yavaş’ı ortak bir formüle ikna etmektir.

Mesela biri cumhurbaşkanı, diğeri yardımcısı olabilir.

Çift imza şartı getirilebilir.

Yetkiler eşit şekilde dağıtılabilir.

Bakanlıklar ve kamu kurumları bölüşülebilir.

Başta İyi Parti olmak üzere diğer muhalefet partilileri iktidara ortak edilebilir.

İstanbul'da Kaybolduktan 4 Gün Sonra Bulunan Ece Gürel Hayatını Kaybetti İstanbul'da Kaybolduktan 4 Gün Sonra Bulunan Ece Gürel Hayatını Kaybetti

Türkiye, parlamenter demokratik sisteme döner.

Yavaş, cumhurbaşkanı…

İmamoğlu ise başbakan olur.

İmamoğlu ve Yavaş, uzlaşamazsa ayrı adaylar olarak yarışırlar. Seçim iki muhalif aday arasındaki gerilimlere sahne olur. O takdirde Erdoğan kazanır. Uzlaşırlarsa, yüzde 35’lere gerileyen, azınlık oyuyla çoğunluğa hükmeden Cumhur İttifakı vaktinden önce yıkılır gider.