Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullardaki temizlik hizmetlerinin eksiksiz yürütüldüğü açıklamasına tepki gösterdi. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Özbay, “Sahadaki gerçekler ve öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin yaşadıkları, bu iddiaların tam tersini ortaya koymaktadır" dedi.

Gerekli önlemlerin alınmadığını belirten Özbay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçekleri gizlediğini savundu. Özbay, şunları kaydetti:

Pazar Günü Yapılacak ALES'e 171 Bin 640 Aday Katılacak Pazar Günü Yapılacak ALES'e 171 Bin 640 Aday Katılacak

"Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, okullardaki temizlik hizmetlerinin eksiksiz yürütüldüğü ve herhangi bir sorunun olmadığı öne sürülmüştür. Ancak sahadaki gerçekler ve öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin yaşadıkları, bu iddiaların tam tersini ortaya koymaktadır. Eğitim-İş olarak bu durumu tüm çıplaklığıyla ortaya koymuş ve acil önlemler alınmasını istemiştik. Ancak Bakanlık önlem almak yerine gerçekleri gizlemeye çalışmaktadır. Bakanlık, her ne kadar istihdam edilen temizlik personeli sayısının artırıldığını ve okulların hijyen koşullarının denetim altında olduğunu iddia etse de gerçek şudur ki okullarımızda yaşanan temizlik sorunları büyük ölçüde devam etmektedir. Velilerden, öğretmenlerden ve okul idarecilerinden aldığımız geri bildirimler, birçok okulda ciddi temizlik eksikliklerinin sürdüğünü gözler önüne sermektedir. Öncelikle, İşgücü Uyum Programı (İUP) ve Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında görevlendirilen geçici personel uygulamaları, okulların  kalıcı ve sürdürülebilir temizlik ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. 

"Yaşanan sorunları 'algı operasyonu' olarak nitelendirmek, yalnızca gerçeği örtbas etmek anlamına gelir"

TYP kapsamında çalışan personelin sadece 6 aylık sözleşmelerle işe alındığı ve işlerinin 31 Mart itibarıyla sona ereceği göz önüne alındığında, bu programın eğitim yılı boyunca istikrar sağlamayacağı ortadadır. Öte yandan, İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında görevlendirilen

çalışanlar, düşük ücretlerle uzun saatler çalışmak zorunda bırakılmakta ve bu durum personelin memnuniyetsizliğini artırmaktadır. Okullarımızda kaliteli ve sürekli temizlik hizmeti sağlanması için kalıcı istihdam politikalarına ihtiyaç varken, bu geçici çözümler hem çalışanları mağdur etmekte hem de okulların hijyen standartlarını tehlikeye atmaktadır. MEB, açıklamasında okullarda görev yapan temizlik personelinin sayısının arttığını belirtirken, aslında büyük bir açığı da itiraf etmektedir. Bakanlık, hâlihazırda 49 bin 578 kadrolu personel bulunduğunu ve buna ek olarak 30 bin Toplum Yararına Program ve 63 bin 777 İşgücü Uyum Programı çalışanının görev yaptığını dile getiriyor. Ancak bu açıklamanın dikkatli bir analizi, eğitim sistemimizdeki büyük bir eksikliği gözler önüne sermektedir. MEB’in bu programlarla 150 bine yakın geçici personel istihdam etmesi, okullarımızda kalıcı yardımcı personel ihtiyacının en az 150 bin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. 

Tablo bu şekildeyken yaşanan sorunları 'münferit' veya 'algı operasyonu' olarak nitelendirmek, yalnızca gerçeği örtbas etmek anlamına gelir. Ayrıca, Bakanlık tarafından bahsedilen denetim ve incelemelerin büyük bir kısmı, göstermelik olarak yapılmakta ve okulların gerçek hijyen ihtiyaçları göz ardı edilmektedir.  Bir ilde, birkaç okula sembolik temizlik malzemesi gönderilip, tüm ilin sorunu çözülmüş gibi gösterilmesi, adeta sahtekarlıktır. 

"Bakanlık, okulların temizlik ve hijyen sorunlarını çözme noktasında yetersiz"

Geçici ve yetersiz personel politikalarıyla bu sorunlar çözülemez. Eğitim kurumlarımızın siyasi tartışmalara malzeme yapılması kabul edilemez, ancak gerçekler ortadayken susmak da mümkün değildir. MEB açıklamasında, belediyeler başta olmak üzere kamu kurumlarıyla iş birliği içinde çalışmanın önemli olduğu belirtilirken, bu iş birliğinin 'siyasi şov malzemesi' yapılmasının etik olmadığı öne sürülmüştür. Ancak asıl etik olmayan, yerel yönetimlerin ve diğer kamu kurumlarının eğitim camiasının ihtiyaçlarına yönelik somut çözümler üretme çabalarını 'siyasi şov' olarak nitelendirmek ve bu çalışmaları itibarsızlaştırmaktır. Bu durumu 'siyasi şov' olarak nitelendiren Bakanlık, asıl görevi olan hizmeti eksik bırakarak, sorumluluğunu başka kurumlara yüklemeye çalışmaktadır. Bakanlık, okulların temizlik ve hijyen sorunlarını çözme noktasında yetersiz kalırken, bu sorunları çözmeye çalışan yerel yönetimlerin çabalarını 'etik dışı' ilan etmek yerine, iş birliği yapmalı ve eğitimin her kademesinde sağlıklı koşulların sağlanması için somut adımlar atmalıdır. Eğitim, siyasi tartışmalardan daha önemli ve öncelikli bir konudur; çocuklarımızın sağlığı ve geleceği üzerinden siyasi çıkar hesapları yapılmamalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nı, okullardaki temizlik sorunlarına karşı daha sorumlu davranmaya ve geçici çözümler yerine kalıcı istihdam politikaları geliştirmeye davet ediyoruz. Eğitim, çocuklarımızın geleceğini şekillendiren en temel unsurdur ve bu konudaki ihmaller, affedilemez sonuçlar doğurabilir."

Kaynak: anka