CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya ve TÜİK Başkan Yardımcıları hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 19 Temmuz 2024'te suç duyurusunda bulunmuştu. 

Suç duyurusuna ilişkin Savcılığın kararında, şu ifadelere yer verildi:

"Şikayetçinin dilekçesindeki isnat ve iddiaların soyut ve genel nitelikte olduğu, somut bir bilgi ve belgeye dayanmadığı, iddiaların bu yönüyle ön inceleme ya da soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmakla; şikayet konusu hakkında soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi."

Özgür Özel 1. Meclis Önünde Konuştu: Bölünmeye ve Çatışmaya Karşıyız Özgür Özel 1. Meclis Önünde Konuştu: Bölünmeye ve Çatışmaya Karşıyız

CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşcıer, Savcılığın kararına yaptığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi. Taşcıer, "Yaptığı enflasyon hesabıyla insanca yaşama hakkını hedef alan TÜİK’i yargı zırhıyla koruyorlar. 12 bin 500 lira ile ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca insanı temel haklara sahip ‘yurttaş’ olarak değil, yok edilmesi gereken bir ‘düşman’ gibi gören anlayış söz konusu. Bir iktidar düşünün ki, kendi emeklisine savaş ilan etmiş olsun. Bugün karşımızdaki tablo bu. TÜİK eliyle emeğiyle geçinenlere karşı bir düşman ceza hukuku işletiliyor" ifadelerini kullandı. 

"Yargının siyasallaştığının en açık kanıtı"

Taşcıer, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nun, TÜİK hakkındaki iddialara ilişkin somut kanıt bulamamış olmasını skandal olarak nitelendirdi. Taşcıer, şunları kaydetti:

"Adaletin özü, toplumda güvenin sağlanmasıdır ve yargı süreçlerinin şeffaf olması bu güvenin ana kaynaklarından biridir. Ortada TÜİK’in şeffaf ve objektif olmadığına ilişkin yargı kararları var. Memur Suçları Bürosu için daha somut hangi kanıt olsun? Türkiye'de enflasyon oranlarının TÜİK tarafından belirlenmesi ve bu oranların emekliler ile memurların maaş zamlarını doğrudan etkilemesi Savcılık için somut bir gerekçe değilmiş. Bu karar siyasal yargının en açık kanıtıdır.

TÜİK'in yaptığı analizlerde şeffaflık yok. Veriler kamuoyuna açık ve anlaşılır bir şekilde sunulmuyor. Kamu güveni zedeleniyor. 20 milyondan fazla kişinin hakkını ve hukukunu korumak için ‘adalet mülkün temelidir’ diyerek, suç duyurusunda bulunduk. Yurttaşlarımızın emeği çalınıyor. Savcılığın böylesi önemli bir konuda, ‘Tek rakibim THY’ dercesine aynı gün içinde karar vermesi objektif ve bağımsız bir yargı sürecinin işlemediğinin açık kanıtıdır. Konu hak savunuculuğu olduğunda taş devrindeymişçesine davranan yargı mekanizmasının, iş TÜİK’e gelince ışık hızıyla karar vermesi gözlerimizi yaşartıyor. Daha kapsamlı ve ti tiz bir inceleme gerektiren böyle bir konuda üstün körü bir açıklama yaparak, adaletin temeline dinamit koyanları da tarih ne unutur ne de affeder."