Rektörlük kararı ile İstanbul Üniversitesi'nin kampüsü vatandaşlara açıldı. Alınan kararın ardından ziyaretçiler kampüsü doldurdu. Ders işlenirken gelen vatandaşlar amfilere girerek öğrencileri izledi.

CHP Ankara Milletvekili Deniz Demir rektörlüğün verdiği kararı eleştirerek şöyle konuştu:

“MİLYONLARCA GÖÇMENİN OLDUĞU BİR ŞEHİRDE KAMPÜSLERİ HERKESE AÇMAK GÜVENLİ DEĞİL”

“İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, okulun tüm kampüslerinde kapıların herkes için ziyarete açıldığını duyurdu. Duyurunun ardından üniversite öğrencileri karara karşı çıktı. İstanbul Üniversitesi’nin bir müze değil okul olduğunu hatırlatan öğrenciler karardan dönülmesini talep etti. Öğrencilerin itirazlarına kulak tıkayan rektörlük uygulamayı sürdürdü. Bugün ise kampüse gelen ziyaretçiler ders işlenen amfilere kadar girdi, kapıda dikilerek öğrencileri izlemeye başladı. Hatta bazıları amfide dolanarak dersin ve öğrencilerin fotoğraflarını çekti. Öğrenciler fotoğraflarının çekilmesine tepki gösterirken gelen ziyaretçiler oralı bile olmadı. İstanbul Üniversitesi her şeyden önce bir eğitim kurumudur. Orası müze değil sirk değil. Okul yönetimi her önüne geleni içeri alarak gençlerimizin güvenliğini tehlikeye atıyor. Milyonlarca mültecinin, göçmenin cirit attığı bir şehirde, gençlerimizin eğitim gördüğü alanların halka açılması, bu gençlerin güvenliğinin tehlikeye atılmasıdır. Yaşanacak olası bir güvenlik ihlalinde rektörlük nasıl hesap verecek.”

Ziyaretçilerin amfilere kadar girdiğine dikkat çeken CHP’li Demir bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi:

REKTÖRLÜĞE SESLENDİ

“Aynı zamanda bu karar ile öğrencilerin eğitim hakları da ihlal ediliyor. Bugün rektörlüğün vermiş olduğu bu yanlış karar ile her önüne gelen İstanbul Üniversitesi kampüslerine girebiliyor. Böyle bir ortamda nasıl verimli eğitim sağlanabilir. Amfilere giren ziyaretçiler öğrencilerin fotoğraflarını çekmiş. Öğrenciler bu durumdan oldukça rahatsız. Bu alenen taciz. Üniversiteliler sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyor rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. Üniversiteler bilim yuvalarıdır. Oradaki gençlerimizin yarınlara umut olması için uygun eğitim alanının yaratılması ve korunması gerekmektedir. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne bu yanlış karadan dönmeleri için sesleniyorum. Öğrencilerinizin seslerine kulak verin. İstanbul Üniversitesi müze değildir!”