TBMM Genel Kurulu'nda; Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. 

Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, ihracatın bakanlık tarafından engellenerek kontrol altında tutulmaya çalışılmasının yanlış bir uygulama olduğunu söyledi. Polat ayrıca, yetersiz denetim sebebiyle uyuşturucunun gümrüklerden Türkiye'ye sokulmasına da tepki gösterdi. Polat'ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar:      

"Son 4 yılın kilo bazında en düşük ihracat/dolar rakamına eriştik"

“Geçtiğimiz dönem ben burada ihracatı engelleyerek piyasa kontrolü yapmaya çalışıyorsunuz, ihracatla müşteri bulmak çok zor. İhracatçımızın alın terine yazık ediyorsunuz demiştim. Örnek olarak da domates salçasını vermiştirm. Domates salçasını engellediniz, pazarı kaybettik. Türk çiftçisi ilk defa ürünlerini tarlalardan yollara sermek zorunda kaldı. Bunu da siz yaşattınız. Son 4 yılın kilo bazında en düşük ihracat/dolar rakamına eriştik. İhracatta biz emek ve hammadde ihracatına devam ediyoruz ihracatta kalkınma balonunuz patladı çünkü ihracatta kalkınabilmek içini alternatifsiz ürünlerinizi değerinde satmanız gerekiyordu. Bir de emek yerine teknoloji ve birimi ihracata katmazsanız kalkınma olmaz.

Kamerası Olmayan Taksiler Trafiğe Çıkamayacak: Son Tarih 1 Mart 2025 Kamerası Olmayan Taksiler Trafiğe Çıkamayacak: Son Tarih 1 Mart 2025

"Üstünkörü bir arama yaptılar ama eroini bulamadılar"

Uyuşturucunun Türkiye’de üretilmeyenlerinin bir kısmı Sayın Bakanın olduğu gümrüklerden geçer. Gümrüklerden geçerken yakalamakla sorumlu olan gümrük muhafaza teşkilatı da Sayın Bakana bağlıdır. Fakat Bakan, görevini yerine getiremiyor. Ağustos ayında Mersin limanında muzlar gelirken dönemin Mersin Milletvekiliyle gittik. Ne şekilde yapıldığını anlattık. Arkamızdan değişik mahfillerde memur sürgün ettiler. Hiçbirinin günahı yokken kaçakçılığı engellemediler. Bunları yer değiştirdiklerinde bir anda kaçakçılık durdu ve biz ne anlattıysak dosyalarda duruyor.

Aralık ayının 3’ünde Ali Yerlikaya, 825 kilo eroin yakaladı Adana’da. Çok haklı bir gururla Adana’da yakaladığı eroinle ilgili haberler yaptı. Bununla ilgili bir eksik vardı. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü ve Narkotik, Esendere gümrüğünü uyarmıştı. 3 tane Antep’te yakalanmıştı daha önce. Plaka vermişti, ‘bu plakada eroin gelecek’ demişti. Ama dikkat etmediler, üstünkörü bir arama yaptılar ama eroini bulamadılar. Ne hikmetse Ali Yerlikaya, evlatlarımızı zehirleyecek 825 kilogramı buldu. Hiç vicdanınız sızlamadı mı? O görevliler; aile, köylü, memleket kontenjanından müdür olarak emekli olmanın hazırlığını yapıyor. Kollarına kelepçe takıp mahkemeye çıkarmayacak mısınız?"

"Özensiz bir şekilde bu ülkede özelleştirme furyası başlattınız"

CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bütçesine ilişkin söz alarak AK Parti iktidarının 22 yıldır yaptığı özelleştirmelere ve 1998 yılından bu yana yapılan 71,5 milyar dolarlık özelleştirmenin 63,5 milyarının AK Parti döneminde yapılmasını eleştirdi. Özlale, şunları söyledi:

"Özelleştirme furyası 1986 yılında başladı ama zirveye AK Parti döneminde çıktı. 71,5 milyar dolarlık özelleştirmenin tam 63,5 milyar doları AK Parti zamanında gerçekleşti. Öyle alanlar vardır ki o alanlarda özelleştirme yapılmaz. Mesela, stratejik sektörler asla özelleştirilmez, AK Parti özelleştirmeyi stratejik sektörlerden başladı. Özel sektörlerin karlı bulmayıp yatırım yapmadığı alanlar özelleştirilmez, AK Parti bu alanları özelleştirmekte hiçbir beis görmedi. Doğal tekel niteliği taşıyan şirketler özelleştirilmez, AK Parti adeta burada teke imparatorluğu yarattı. Kar eden, iyi yönetilen, sosyal fayda sağlayan şirketler asla özelleştirilmez, AK Parti ve öncesindeki iktidarlar bunu özelleştirmede hiçbir beis görmediler. Burada özelleştirilmemesi gereken hangi şirket varsa siz, bile isteye, özensiz bir şekilde bu ülkede özelleştirme furyası başlattınız.

"Türk Telekom’un içi boşaltıldı, içi boşaltıldıktan sonra zarar Türk bankaları tarafından karşılandı"

Türk Telekom, özellikle bu dijital dönüşüm çağında en stratejik sektörlerden bir tanesi. Türk Telekom’un yüzde 55’ini 6,5 milyar dolara özelleştirdiniz. Sadece bakır kablolardan yapılan zarar 8 milyar dolar. Türk Telekom; yabancı, batık birisine satıldı. Türk Telekom’u o şaibeli şahıs alsın diye sizler Türk bankalarından o kişiye kredi verilmesini şart koştunuz. Türk Telekom’un içi boşaltıldı, içi boşaltıldıktan sonra zarar Türk bankaları tarafından karşılandı.

SEKA, bizim gururumuzdu. 30 sene önce yılda 104 milyon dolar kar eden bir SEKA vardı. Lojmanların arsasının fiyatının altında özelleştirdiniz. Kağıt gibi stratejik bir sektörde; eğitimin, basın-yayının hammadde ihtiyacı olduğu bir sektörde tamamıyla bu ülkeyi kağıtta ithalata bağımlı hale getirdiniz. Yerli ve milli kağıt sektöründe SEKA’yı değerinin çok altında özelleştirerek; arsalarını, lojmanlarını satarak hem kağıt sektörünü bitirdiniz hem de işçileri yerinden ettiniz.

"63,5 milyar dolarla verimsiz kamu harcamalarına devam ettiniz"

Sizin ekonomiden ve özelleştirmeden anladığınız bu kağıdın özelleştiği, zararınsa kamulaştığı bir düzeni anlıyorsunuz. KİT’leri size yakın sermaye gruplarını palazlandırmak için değerinin altında satıyorsunuz, zarar ederse de kamulaştırıyorsunuz. 63,5 milyar dolarla verimsiz kamu harcamalarına devam ettiniz. İktidarınız boyunca her çocuğa günde iki öğün yemek verebilirdiniz. Bir deprem fonuyla yüzyılın felaketinde evsiz kalan insanların evlerini hemen teslim ederdiniz. Stratejik sektörler için bir yatırım fonu oluşturabilirdiniz, yapmadınız.

Sağlık hizmetlerini metalaştırdınız. Yenidoğan yoğun bakım yataklarının yüzde 56’sı bugün özel hastanelerin elinde. Bu ülkeyi bebek çetelerine teslim ettiniz. Eğitimi ticarileştirmeniz yetmemiş gibi ne idüğü belirsiz tarikatlara peşkeş çekiyorsunuz. Sağlıktan, eğitimden bile isteye çıktıktan sonra CHP’li belediyeler kreşleri açtığı zaman öfkeden kuduruyorsunuz,  kent lokantaları açtığı zaman öfkeden kuduruyorsunuz. Sizin yapmanız gereken sosyal hizmetleri belediyeler yaptığı zaman öfkeleniyorsunuz."

Kaynak: anka