CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş’ın koordinasyonunda düzenlenen "Eğitim Zirvesi", Trabzon’da yapıldı.
Toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sevgi Kılıç, CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, eğitim uzmanları, eğitim sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Özçağdaş, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bildiğiniz üzere eğitim buluşmalarımızı gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu hafta Doğu Karadeniz turundayız. Ordu ve Giresun'dan sonra bugün sabah saatlerinde Trabzon'dayız. Eğitimin sorunlarını konuştuk, çokça notlar aldık. Bugün onları bir kısmını sizlerle paylaşıyor olacağım. Eğitim sorunlarının önemli bir boyutu da eğitime ayırdığımız kaynakla ilişkili. Bildiğiniz üzere Meclis’e taslak bir bütçe geldi. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın eğitimin aslan payını aldığı yaklaşımına rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin 2024 yılında 1 trilyon 90 milyar iken, 2025 yılında 1 trilyon 452 milyara çıkarıldığını görüyoruz. Tabi iktidar partisi rakamlar her arttığında o ayrılan kaynağın etki gücünün de arttığını zannetmek gibi bir eksiği ya da çarpıtması var. Bu bütçe artışı oransal olarak yüzde 33,2. Yani Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi geçen yıla göre yüzde 33,2 arttırıldı. TÜİK rakamlarına göre Türkiye'de enflasyon artışı yüzde 49,38; ENAG verilerine göre 88,63. Yani Tayyip Erdoğan'ı üzmeyen istatistik kurumunun verilerine göre bile çok daha az. Yüzde 49'dan fazla bir enflasyon varken Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi sadece yüzde 33 artırıldı. Demek ki Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi geçen yıla göre azalmış durumda. Toplamda 14 trilyonluk bir merkezi bütçemiz var. Bu merkezi bütçe yıllar içinde tabii ki rakamsal olarak artıyor enflasyon nedeniyle.
“Eğitim yatırımlarına ihtiyacımız var”
Ama Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payına bakarsak 2016 yılında yüzde 13,6 iken 2025 yılında yüzde 9,85 olduğunu görüyoruz. Rakamlar bunu çok net olarak ortaya koyuyor. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi kendi iktidar döneminde bile sürekli Milli Eğitim Bakanlığına ayrılan payı azaltıyor. Başka? Bu bütçede 1 trilyon 30 milyarlık bölümü ile personel maaşı ki öğretmen sayısının yetersizliği hepimizin malumu. 131 milyar lira sigorta primleri var. Yani aslında bütçenin yüzde 80'inden fazlası maaş ve sigorta ödemelerine gidiyor. Peki eğitimin sorunlarını nasıl çözeceğiz? Yatırımda yatırım yapmamız lazım. Onu birazdan konuşacağız. Trabzon özelinde konuşacağız. Okullar yapmamız lazım. Spor salonları yapmamız lazım. Eğitim yatırımlarına ihtiyacımız var. Peki yaptıklarıyla çok övünen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yatırım bütçesi ne hale gelmiş? 2002 yılında, yani henüz AKP iktidarının başladığı yılda yatırım bütçesi yüzde 17,18. 22 yılda getirdikleri rakam yüzde 9.7'dir. Yani eğitime ayrılan yatırım bütçesini yarı yarıya indirmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Rakamlardan bahsetmeyin, oranlardan bahsedin. O rakamların gerçekte neye tekabül ettiğinden bahsedin. Kamuoyunu yanıltmaya devam etmeyin. Benzer bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir de ülke çapında aldığı pay var. Gayri safi yurtiçi hasılat açısından 2016'da yüzde 2,93 iken geçen yıl yüzde 2,65'e, bu yıl da yüzde 2,36'ya indirdi. Bilimden uzak, akıldan uzak, mantıktan uzak, 'Ben yaptım oldu, ben iktisat profesörüyüm' diyen Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının yarattığı ekonomik buhran bu verilerle ortada. Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan pay, hem merkezi bütçede hem gayri safi yurt içi hasılada hem de yatırıma ayrılan pay olarak her geçen yıl inanılmaz derecede azalıyor.
“Sayın Yusuf Tekin, siz nerede yaşıyorsunuz Allah aşkına?”
Peki bunun sonucu ne oluyor? Bunun sonucu şu. Her alandan tasarruf yapmak gerekiyor. Dün eğitimden yapılan tasarrufun gencecik çocuklarımızın ölümle pençeleşmesine neden olduğunu anlatmıştım. Bursa'da trafik kazası geçiren dört genç çocuğundan bahsetmiştim. Atanmadığı için yaşamına kıyan matematik öğretmenimizden bahsetmiştim. Başka ne oluyor? Sayın Milli Eğitim Bakanına üç ay boyunca okullara öğrenci başına bin lira gönderin dedim. 15,8 milyon öğrencimiz var. 15,8 milyar gönderin. Bu toplam bütçenin sadece yüzde 1,5’dir. Bin öğrencili bir okula 1 milyon gönderirseniz bakımını yapabilir, boyasını yapabilir, belki bir kadro sağlayabilir dedim. Temizlik anlamında, güvenlik anlamında. Sayın Bakan duymamazlıktan geldi. Ama ne yaptı? Okul müdürlerine fetva verdi. Sakın bağış almayın dedi. Bir okul müdürü bağış almasın. Yurttaşlarımız bu kadar ciddi ekonomik sorunlar yaşarken bağış almasınlar. Peki okul müdürü bağış almazsa, sen de ödenek göndermezsen o okullar nasıl hazır olacak? Sayın Yusuf Tekin, siz nerede yaşıyorsunuz Allah aşkına? Temmuz ayından bu yana okulların temizlenemediğini ve temizlenemeyeceğini uyardım. 18 Temmuz'da başladık. O günden bu yana uyardık. Sayın Bakan, 2 Eylül'de okullar açıldığı bir ülkede, 19 Eylül'de 17 gün sonra 120 bin iş gücü uyum programı kapsamında ayda 8 bin lira maaş vererek personel çalıştıracağını zannedip başvuruları açtığını söyledi. 17 gün sonra doğal sonuç ne oldu? Doğal sonuç şu oldu. Buraya yeterli başvuru olmadı. Çünkü 8 bin liraya hiç kimsenin ayda yaşaması mümkün olmadığından yeterli başvuru alınamadı. Trabzon'da da böyle oldu. Yeterli başvurular alınamadı. Rakamlar veriliyor, işte efendim şu kadar kişi var, bu kadar kişi var. Söylediğiniz rakamlar gerçek değil. Birincisi. İş gücü uyum programı için ayırdığımız rakamlarda insan başvurmadı. İkincisi, başvuranlar da neyle karşı karşıya olduklarını görüp bir hafta on gün içerisinde görevlerini bıraktılar. Bugün itibariyle halen daha okullarda temizlik problemi en önde gelen problemlerden bir tanesi ve bütçeye bakıyoruz, hiçbir gelişme yok.”
“Elini kolunu sallayan insanlar okullara girip öğretmenlere şiddet uyguluyorlar”
Trabzon’daki mevcut okullarda yaşanan sorunları dile getiren Özçağdaş, şöyle devam etti:
“Okullarda ciddi bir güvenlik problemi var. Bütçede bununla ilgili hiçbir tedbir görmüyoruz. Uyuşturucu tacirleri, zorba gruplar okulların kapısında cirit atıyorlar. Elini kolunu sallayan insanlar okullara girip öğretmenlere şiddet uyguluyorlar. Müdürleri öldürüyorlar. Türkiye'nin merkezi, hükümetin taşra teşkilatının olduğu her yerde güvenlikçi var ama okullara güvenlikçi koyulamıyor. Ve bununla ilgili olarak aşamalı bir iyileştirme bile öngörülmüyor. O Milli Eğitim Bakanı Trabzon'a geliyor. Trabzon'da çevresine ağırlıklı olarak Adalet ve Kalkınma Partililerden bir insan grubu topluyor. Alkışlar, kıyametler. Gerçeğe dayanmayan rakamlar konuşuluyor. Sayın Bakan, ben size mesela Trabzon Spor Lisesi'nden bahsedeyim. Hani ödenek gönderilen ama ödeneği başka bir okula yönlendirilen spor lisesi. Hani istinat duvarları sorunlu olan, heyelan tehlikesi olan 3 yıldır spor sahası kullanılmayan spor lisesinden bahsedeyim. Tabi Trabzon Spor Lisemiz şanslı bir lisemiz. 3 yıldır kullanılamıyor olsa da bir spor sahası var. Dün Giresun'daydım bugün yine teyit ettirdim. Giresun Spor Lisesi'nin spor salonu da yok. Siz bu ülkeyle dalga mı geçiyorsunuz? Sadece tabela koyarak spor lisesi olmuyor. Onlar da bir zahmet spor salonları, bir zahmet spor sahalarını oluşturacaksınız. Var olanları kullanılır halde tutacaksınız. Aynı spor liselerinin içinde kadro problemi var. Normal kadrodaki öğretmenlerin bir kısmı yok. Bunları ne zaman çözeceksiniz?”
"İlkokul öğrencilerinin okula ihtiyacı var"
Mimar Sinan Ortaokulu’nda bulunan spor salonunun kirişlerinin kesilmesine yönelik konuşan Suat Özçağdaş, şu ifadeleri kullandı:
“Ortahisar'da tamamlanmış bir Yüzüncü Yıl İlkokulu var. Bu ilkokul dört mahallenin ortasında. Bu çocuklar okula gidebilirler. Okul bir türlü açılmıyor. Sayın Bakan bu okulu açar mısınız? İlkokul öğrencilerinin okula ihtiyacı var. Bu okulu açmanızı rica ediyoruz sizden. Trabzon'un içerisinde şehir merkezinde Ahmet Saka İlköğretim Okulu, Bener Cordan Ortaokulu, Bedri Rahmi Eyüboğlu Ortaokulu, Mehmet Akif Ortaokulu, Yol İş Ortaokulu, Trabzon Endüstri Meslek Lisesi, Şehit Ünal Bıçakçı Mesleki Anadolu Lisesi gibi okulların ciddi bir trafik problemi var. Başımıza kötü bir iş gelirse, Allah göstermesin bir çocuğumuz yaralanırsa, ciddi bir şekilde bir yaşam tehdidi olursa mı tedbir alacaksınız? Ne zaman tedbir almayı düşünüyorsunuz? Bu okullarla ilgili olarak ciddi bir ulaşım tedbiri almaya ihtiyaç var. Bir trafik tedbiri almaya ihtiyaç var. Yine burada bir Mimar Sinan Ortaokulu’muz var. Bu okulun da bir spor salonu var. Bu spor salonunun da yanlışlıkla kirişlerini kesmişler. Bu spor salonu da yanlışlıkla kirişleri kesildiğinden kullanılamıyor. Peki ne olması lazım? Beceriksizliğiniz nedeniyle yanlışlıkla kirişlerini kesmişseniz bir zahmet becererek salonu yıkacaksınız ve yeni bir salon yapacaksınız. Ya da mümkünse salonu güçlendireceksiniz, kullanıma açacaksınız. Bütün sorunları halının altına süpüremezsiniz sayın bakan. Trabzon'a gelmişsiniz, hoş gelmişsiniz. Bizi ağırladıkları gibi sizi de çok iyi ağırlamışlardır. Buna eminim. Ama Trabzon'un sorunlarını çözmek durumundasınız. Burada çok açık sorunlar var. Yaşanan sorunlar var. Ortahisar Trabzon'un merkezi. Size sayılar sorulduğunda 'Efendim okullarımızda derslik başına ortalama şu kadar öğrenci düşüyor' diyorsunuz. Bir zahmet açıklayın. Hangi okul türlerine ortalama kaç öğrenci düşüyor? Bu hesaplamayı yaparken kapatılmış olan okulların derslikleri de var mı? Bunları da kamuoyuna açıklayın.
“Okullar temizlenemiyor, kapısına güvenlik görevlisi konulamıyor”
Ortahisar’da bir Anadolu lisesi ihtiyacı var mı? Bunu da açıklayın. Bu okulların hesabını yaparken bölgesel farklılıklar var mı? Bunu da hesaplayın. Dolayısıyla okullarımızın çok ciddi sorunları var. Okullar Trabzon'da ciddi sorunlarla karşı karşıya. Mesela hazır gelmişken şimdi siz gitmişsiniz ama bir Milli Eğitim Müdürümüzü Trabzon Endüstri Meslek Lisesi'ne bekleriz. Önümüz kış ama sayın hocama sesleniyorum. Paltoyu sağlam çünkü soğuk, çünkü ısıtamıyorsunuz. Bir zahmet sağlam bir paltoyla Endüstri Meslek Lisemizi de ziyaret etmenizi bekliyoruz. Trabzon'un sorunlarını söyledim. Bugün buradayız. Bunlar önemli. Trabzon Milletvekilimiz Sibel Suiçmez'le birlikte il başkanımızla, belediye başkanlarımızla, ilçe başkanlarımızla birlikte bunları takip etmeye devam edeceğiz. Ama bu sorunlar Türkiye'nin tamamında il il geziyoruz. Her yerde aynı sorunlarla karşı karşıyayız. Okullar temizlenemiyor, kapısına güvenlik görevlisi konulamıyor. Teknik personel verilemiyor. Okullara sağlık görevlisi atanması konusu gündeme bile getirilemiyor. Okulların bırakın kapasitesinin gücünün arttırılması. Öğrencilere yeterince az sayıda nüfuslu az sayıda mevcutlu okullar bile sağlanamıyor. Bunun çözümü; bütçe dönemindeyiz Sayın Bakan. Hazine ve Maliye Bakanımıza, Cumhurbaşkanı Yardımcımıza, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Rakamlar ortada. Sizinle rakamları paylaştım. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi geçen yıla göre azalmış bulunuyor. Dolayısıyla hazır bütçe dönemindeyken Milli Eğitim Bakanlığı'nın, dolayısıyla çocuklarımızın dolayısıyla öğretmenlerimizin sorunlarını karşılayacak şekilde lütfen bakanlık bütçesini artırın. Türkiye'nin en önemli sorunu eğitimdir. Eğitime yapılacak her yatırım Türkiye'nin geleceği açısından bir beka sorunudur.”