CHP'nin Tüzük Kurultayı bugün Ankara'da başladı. Sembolik açılışı Sivas Kongresi'nin 105’inci yıldönümü nedeniyle Sivas’ta yapılan Tüzük Kurultayı’nın resmi açılışı, Ankara'da gerçekleşiyor. “İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı” adı altında yapılacak Tüzük Kurultayı'na sadece delegeler ile onur kurulu üyeleri ve eski genel başkanlar davet edildi. CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya katılmadı.
Divan Başkanlığı'na Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek seçildi. Kurultay, Genel Başkan Özgür Özel’in açılış konuşmasıyla başladı.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bundan tam bir yıl önceydi 6 siyasi partiyle ittifak halinde girdiğimiz seçimleri maalesef kaybettik. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra, toplumda siyasetten uzaklaşmaya, büyük bir umutsuzluk dalgasına dönüşen bir ruh vardı. Gençlerin gözündeki fer çökmüş, büyüklerin omuzları çökmüştü. Oturduk konuştuk, tartıştık. Hep birlikte yeni bir yol almak için yola çıktık. Artık hiçbir şey olmamış gibi davranamazdık ve ‘CHP değişirse Türkiye değişir’ dedik.
Sayın Erdoğan’ın 18 kişilik kabinesinde bir tek kadın vardır ve aileden sorumludur. Yani o kıymetli bakanımıza da sen aileden sorumlusun, aile ile ilgileneceksin demektedir. AKP’deki, Türkiye'deki tüm siyasetçilere ve az da oylarını aldığı tüm kadınlara şunu demektedir, ‘sizin yeriniz ailedir. Siz dış politikadan anlamazsınız. Ekonomiyi biz yöneteceğiz. Bu ülkede yerel yönetimlerle ilgili bir karar alınacaksa onu da biz alacağız’ ama asla asla unuttukları ama bizim unutmamamız gereken bir şey var. Bu ülkenin kuruluş kodlarında bu yoktu. Bu olsaydı şu anda dünyanın ileri gitmiş ülkeleri ağzına alınamazken Latife hanım yanında kadın haklarının konuşulması, o ülkeler 40 yıl bekleyecekken kadına seçme ve seçilme hakkının tanınması belki bugün ülkeyi yönetenler idrak edemezler ama bu ülkenin kuruluş kodlarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en ilerici bakış açısında vardı. Bunun bilinciyle CHP bugün kurduğu gölge kabilesinde olduğu gibi yarın kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneteceği eşit temsile yer verecektir.
Filistin davasını savundum. Filistin'in haklı davasını savunmak, CHP'nin 1970'lerden gelen tutarlı davasını sahiplenmektir.
"PARTİMİZİ AŞAĞIYA ÇEKMEYE ÇALIŞANLARI O ÇUKURDA BIRAKTIK"
Yerel seçimler yaklaşırken, morallerimizi ve birliğimizi bozmak isteyenler oldu. Partimizin yerel seçimlerdeki başarısızlığı üzerinden kendilerine kariyer hesabı yapmaya heves edenler oldu. Karşımızdaki iktidarın gayeleriyle paralel olan bu çabalara, ‘Bir damla alın terini damlatmamışlar ki’ her zaman karşımızda olmuş alay etmişler şimdi gelmiş CHP’li oluvermişler, diyerek o twitter kahramanlarını ve partimizi paçasından aşağıya çekmeye çalışanları o çukurda bıraktık yolumuza baktık.
"SIRF İTTİFAK OLMAK İÇİN OLMAYACAK TAVİZLER VERMEDİK"
İktidarın CHP ile kutuplaşma siyasetini sürdürdüğünü ve artırarak devam ettirmek istediğini hep beraber gördük. Dedik ki sizinle kavga etmeyeceğiz, edeceksek, çiftçiler için yoksullar için edeceğiz. Bu seçimi yerel seçim olmaktan çıkarmayacak, belediye başkanlarımızın kendilerini ifade etmelerini gölgelenmesine asla izin vermeyecek, yerelde bir kutuplaşma yaratarak, son derece liyakatli birbirinden temiz belediye başkan adaylarımızın sizinkilerle kantara çıkmasından duyduğumuz endişeyi göremezden gelmeyeceğiz dedik.
Böyle yaptık, onların suni gündeminin peşine takılmadık, hak etseler dahi cevaplarını vermedik. Eski dostlarımızın benzer yaklaşımları oldu. Öyle şeyler oldu ki ittifak siyasetinin Türkiye İttifakı’nın temellerini bombalamaya yönelik oldu. Çok sıkıştığımızda ‘canınız sağ olsun’ dedik. Partimiz 2018, 2019 ve 2023 seçimlerine ittifakla gitti. 2024’ün de ittifaksız kazanılmayacağına inananalar çoktu. Daha çok zorlayıp ittifak olmazsa felaket geliyor diyorlardı. İttifakı reddeden parti olmadık, ittifak arayışlarıyla ilgili üzerimize ne düşüyorsa yaptık. Ama sırf ittifak yapmak için olmayacak tavizler vermedik, bu örgütün hakkını veya bir belediye başkanımızın hakkını kimseye yedirmedik.
"KİŞİSEL HIRSLARINDAN DOLAYI PARTİ KARŞISINDA ADAYLAŞANLAR..."
Yerel seçimlerde adaylarımızı belirlerken üç güce inandık. 199 noktada ön seçim yaptık. 106 mitingde sadece halkın gündemini konuştuk. Tüm bu mücadelenin sonunda ittifakla girilen son 3 seçimden daha yüksek bir oy kazandık. 7 bölgede 412 belediye kazandık. 47 yıl sonra partimizi yüzde 38 oyla birinci parti yaptık.
Ayrıca bu seçimde aday gösterilip parti değiştirenler, eskisi gibi başka partilerde yer alıp da bize seçim kaybettirecek potansiyeli yakalayamadılar. Bu konuda seçim ve hukuk işleri bir partiden aday olan kişinin aday gösterilmediğinde başka partiye geçmesi durumuna yönelik kanundaki yasakların arkasından dolanılmasına engel olunması bu başarıda çok kıymetlidir. Partiyi 100. yılında, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılındaki ilk seçiminde Türkiye'nin bütün demokratları sahiplenmişken kişisel hırslarından dolayı bu partinin karşısında adaylaşanlar, adaylaştıkları yerde kalsınlar. O dönem o hatalar yapılmayacak, bir daha onlar bu partide görev almayacaklardır.Kişisel hırslarından dolayı partinin karşısında adaylaşanlar, adaylaştıkları yerde kalsın.
"NORMALLEŞME SÜRECİNE BİRİLERİ 'YUMUŞAMA' DEDİ"
Türkiye’nin birinci partisi olmanın sorumluluğuyla tüm siyasi partinin liderlerini teker teker aradım bayramlaştım. Her biriyle yüz yüze görüşmek üzere anlaştım. Anıtkabir’de tüm liderler, bakanlar ve Cumhurbaşkanı ile tokalaştım. Erdoğan’ı partisinde ziyaret ettim, onu partimizin genel merkezinde kabul ettim. yaptığım her görüşmede kurduğum her cümlede sadece halkın sorunlarını gündeme getirdim.
Normalleşme dediğimiz sürece birileri yumuşama dedi. Sonra onlar da normalleşme dedi. Halkın teveccühü araştırmalarda ortaya çıkıyor. Millet gidin hakkımı arayın, ben Türkiye’de bir denge kurdum siz de o dengeyi kurun demiştir. Bu yoksul ve aç millete işsiz millete, ‘Biliyorum açsın işsizsin ama tehlike büyük arkama geçmelisin’ siyaseti bozulmuştur. ‘Oyu bana vermelisin bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler, vatanı böldürecekler’ diyenlere Türkiye İttifakı ile hakları verilmeyip de CHP’den yardım isteyen Diyanet İşleri mensuplarının, yani susturacaklar dediği ezanı okuyanların, vatanda bir bütün ahlinde sahip çıkarak ne milliyetçiliğimizi başka bir değerimizi bu sonradan görenlere sorgulatmayarak yürüyoruz, yürümeye de devam edeceğiz.
"GEZİ TUTUKLULARI İÇERDE YATIYORKEN..."
Yaptığımız görüşme ne AK Parti'yle ittifak görüşmesi, ne Cumhur İttifakı'na iltihak görüşmesidir. Yapılan görüşme milletin derdini tasasını ifade etmek, çözüm önerilerini sunmak, bu müzakerelerden sonuç alınamazsa mücadele etme ve millete bunu açıkça gösterme sürecidir. Bunun dışında bir sürecin ne biz içinde oluruz, ne de siyasi rakiplerimizin böyle bir isteği olduğunu düşünmüyorum.
Yeni Anayasa’ya ihtiyacı var diyenlere, mevcut anayasaya uyarsanız yeni anayasayı konuşabiliriz. Daha bundan 6 yıl önce her doğana yapılması gerekirken Erdoğan’a yapılan Anayasa’ya Erdoğan bile uymuyorsa, şimdi yeni bir anayasa konuşmanın değil o yeni anayasayı yapacak yeni bir meclis ve ona güçlü irade koyacak güçlü bir yönetici iradeye ihtiyaç var. ‘Onun da zamanı CHP iktidarıdır’ demekten geri durmadık
Ama Gezi tutukluları içerde yatıyorken, AB’nin kararları uygulanmıyorken, Meclis’te neye el kaldıracağına iktidar grubu grup başkan vekilinden, grup başkanvekili Saray’dan talimat alınıyorsa, burada ne demokrasiden ne de bir Anayasa’dan söz edilemez.
TÜZÜK AÇIKLAMASI
Tüzük Komisyonu çalışmalarını dün akşam itibarıyla tamamlandı. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun tahahhütleri bu tüzüğün içine konulmuştur. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu dışındaki önceki genel başkanlarımız seçildiğimiz günden beri katkı sağladılar. Bu tüzük ne benimdir, ne Kemal Bey'indir, ne önceki genel başkanlarındır. Bu tüzük, kapsayıcılığı bakımından bütün örgütümüzdür. Tüzük Komisyonu'nda oy birliğiyle kabul edildi. Bu tüzük geçince hiç kimse kaybetmez, bu örgüt kazanır.
Genel başkan da dahil hepimiz ön seçime gireceğiz. Milletvekili olmak isteyenler ön seçime girecek, örgütten onay ve destek alacak."
Bugün yüzde 33 kadın kotası vardır. Cinsiyet kotasını yüzde 50 olarak yazıyoruz. Yürürlülük maddesinde ilk kurultayda 35, bir sonrakinde 40, bir sonrakinde 45, bir sonrasında 50 olacak şekilde bir geçiş süreci tarif ediyoruz. Gençlik kotasını 18-25 için 10, 35-40 yaşındakileri de şu anda 10, bir sonrakinde 15, bir sonrakinde 20 olarak uygulayıp söz verilen bir devrimi hep birlikte gerçekleştirmeyi istiyoruz. Gençlik ve kadın kotası maddesini size emanet ediyorum.