Çankaya

Çankaya Belediye Başkanı Güner: Ankara Hukuklu Olmak Sorumluluktur

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin kuruluşunun 99. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "Ankara Hukuklu Olmak" başlıklı söyleşide okul yıllarına ilişkin anılarını paylaştı. Güner, "Ülkemizde çok sayıda hukuk fakültesi var ama Ankara Hukuklu olmak hem bir ayrıcalık hem de bir yargı, adalet ve hakkaniyet anlamında bir sorumluluktur diye düşünüyorum" dedi.

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin kuruluşunun 99. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen  “Ankara Hukuklu Olmak" başlıklı özel oturuma konuşmacı olarak katıldı.

Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özkan'ın oturum başkanı olduğu söyleşide Güner'in yanı sıra eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve gazeteci Çiğdem Toker de üniversite anılarını katılımcılarla paylaştı.

"Ankara Hukuklu olmanın alışma azmimde bana çok katkısı olduğunu söyleyebilirim"

Hüseyin Can Güner, konuşmasında şunları kaydetti:

"Burada Anayasa Mahkemesi'nin ilk kadın başkanı ve hem bugünkü sunumu hem de sohbetindeki zerafetiyle bulunduğu görevi Ankara Hukuklu olarak yaptığını hissettiren bir isim olan Tülay Tuğcu ile, araştırmacı gazeteciliğin azaldığı bir dönemde cesaretle bu işi yapan Çiğdem Toker ile, benim fakültede kendisinden ders aldığım ve bugün moderatörlüğüyle bizi buluşturan saygıdeğer Muharrem Hocamızla ve Ankara Barosu'nda avukatlık mesleğine ilk adım attığım gün bana cübbemi giydiren ve Türkiye Barolar Birliği'nde hukukun üstünlüğünü büyük bir özveri ile savunan Erinç Sağkan başkanımla birlikte burada ve sizlerle birlikte olmak benim için çok gurur verici. Muharrem Hocamla sohbet ederken kendisi Ankara Hukuk Fakültesi ve Çankaya'nın benzerliğinden bahsetti. Bu sohbet bende de farklı duygular uyandırdı. Çankaya dediğimizde herkes için ilk akla gelen hep Cumhuriyet, Atatürk, devrimler, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarından bugüne kadar gelen süreçte meşakkatli yollardan geçilmesine rağmen dimdik ayakta duran bir kent olmuştur. Ankara Hukuk'a baktığımızda da aynı şeyi görmek mümkün. Ankara Hukuk'a girdiğim ilk anlarda böyle bir hayalim yoktu ama bugün öğrencilik yaşamımı geçirdiğim, gururla mezun olduğum okulumun da içerisinde bulunduğu bir ilçede yerel yönetici olarak bulunuyorum. Ankara Hukuklu olmanın hem bu göreve geldiğim süreçteki siyasi ve sosyal yaşamımda hem de göreve geldikten sonraki adaptasyonum ve çalışma azmimde bana çok katkısı olduğunu söyleyebilirim."

"Hukuk alanında öğrenim görme isteğimde hukukun tartışıldığı bir dönemden geçmemizin etkisi oldu"

Başkan Güner, hukuk alanında öğrenim görmeye karar vermesinde Türkiye siyasetinin etkili olduğunu belirterek, "2011 yılının eylül ayında ilk kez fakültede derslere geldik ve dekanımızın açılış konuşmasıyla öğrenim yılımız bu salonda başladı. Ondan 1 yıl önce tıpkı şimdi olduğu gibi yine ülkede anayasa tartışılıyordu ve bir referandum geçirmiştik. Bundan birkaç yıl öncesinde başlayan bir süreçte de Türkiye'de hukuk alanında herkesin televizyonda avukat, savcı ve yargıcı oynadığı ve hatta siyasilerin de kendilerini böyle rol biçtiği siyasi davalar yaşanıyordu. Ben de o zaman lise yıllarında genç bir öğrenci olarak o davalara, Türkiye'nin gündemine ilgi duymuştum. Hukuk alanında öğrenim görme isteğimde de Türkiye'de o yıllarda yine şimdiki gibi hukukun tartışıldığı bir dönemden geçmemizin etkisi oldu" dedi.

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e karşı bir sorumluluk aslında bu"

Ankara Hukuklu olmanın kendisine yaşam boyu bir sorumluluk yüklediğini dile getiren Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, şöyle devam etti:

"Cumhuriyet'in müeyyidesi diyerek çok özel bir tanımlama yapmış olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e karşı bir sorumluluk aslında bu. Yine İkinci Dünya Savaşı koşullarında insanların zor şartlar altında yaşadığı ve ülkemizi hem sınır güvenliği hem de ekonomik anlamda sıkıntılı bir döneminde bu fakültenin şimdiki binasını yapıp burada çok daha kaliteli bir öğrenimin sağlanmasına katkı sunan hatta ziyarete geldiğinde bir hocanın öğrencisiyle olan sınavını da bölmeden bir saat dinlemeye tahammül eden, saygı duyan İsmet İnönü'ye olan saygı ve sorumluluk. Cumhuriyet kurulur kurulmaz hukuk anlamında yeni bir ekolün, yeni bir temelin atılması gerektiği noktasında çok büyük çaba sarf eden ve fakültemizde de adıyla hala yaşayan, 'Meriç kıyılarında yaşayan Türk köylüsünün kaybolan sabanını da Bingöl dağlarında nafakasını bekleyen öksüzlerin gözyaşlarını da' Cumhuriyet savcılarına emanet edecek kadar hukukçulara güvenen, hukukçuların yetişmesini isteyen Mahmut Esat Bozkurt'a karşı sorumluluk bu.

"Ankara Hukuklu olmak hem bir ayrıcalık hem de bir sorumluluk"

Cumhuriyet'in müeyyidesi diyerek halkın egemenliği ya da rejim olarak Cumhuriyet'i değil, hayatın her alanındaki devrimlerin bir bütünü olarak tüm sistemi kastettiğini düşünüyorum ve bu anlamda kurulmuş bir okulun aynı zamanda mezunlarıyla birlikte Cumhuriyet'e karşı bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Benim açımdan bu okulda öğrenim gördüğüm süreçte ve sonrasındaki yaşamımda Ankara Hukuklu olmakla ilgili en çok hissettiğim duygu bu sorumluluk duygusudur diyebilirim. Tabi Ankara Hukuklu olduğunuzda bazı zor kararlar almayı ve sorumlu davranmayı gerektiren zamanlar oluyor. Bugün araştırmacı gazetecilik anlamında okulumuzda adına derslik olan Uğur Mumcu örneği var. O da tıpkı Çiğdem Hanım gibi bir hukukçu olarak mücadele ediyordu, hayatı pahasına bunu sürdürdü. Barolar Birliği Başkanımız Özdemir Özok'u da rahmetle anıyorum, Anayasa Mahkemesi üyeliği kendisine teklif edildiğinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyesi olması sebebiyle tarafsız bir yüksek yargı organında görev almasının uygun olmayacağını söyleyecek kadar sorumluluk yüklüyor bu okuldan mezun olmak. Ülkemizde çok sayıda hukuk fakültesi var ama Ankara Hukuklu olmak hem bir ayrıcalık hem de bir yargı, adalet ve hakkaniyet anlamında bir sorumluluktur diye düşünüyorum.

"Kent yönetiminde en çok vatandaşlarımızın adil hizmet alması için ne yapabilirim çabası içinde oldum"

Ben en çok kent yönetiminde, kentte hizmet adaletinden başlayarak vatandaşlarımızın adil hizmet alması için ne yapabilirim çabası içinde oldum. Hukuka uygun davranma noktasında da belki hukukçu kimliğimle Ankara Hukuk'ta aldığım eğitimle bazen bürokratlarımızı sıkarak bazen de onlara yeni bir bakış açısı kazandırmaya çalışarak aldığım eğitimin faydasını gördüm. Ankara Hukuklu olmak her şeyden önce adil, hakkaniyetli olmaktır, kendisi gibi olmayanı da dinleyebilmek ve anlayabilmektir. O yıllardan itibaren bendeki kazanımları ve verdiği izlenim böyle oldu."

"Gelecekte ülkemize layık birer yurttaş olarak Ankara Hukuklu olmanın sorumluluğu ve güveniyle devam ederiz"

Başkan Güner, Ankara Hukuklu olmanın anlamının farklı bir bakış açısıyla değerlendirildiğini belirterek, "Okuduğum dönemde çok arkadaşımızla tanıştık kaynaştık, orada Edirneli, Hakkârili, Ardahanlı da vardı. Cumhuriyet'in müeyyidesi olan kurumu, biz hem tanıdık hem anladık hem de birbirimizi de dinlemeyi öğrendik. Benim için üniversite yaşamıma en büyük katkısı kendinden olmayanı, senin gibi düşünmeyeni, kendi sosyal çevrenin dışındaki kitleyi de saygı duyarak dinlemek olmuştur. 'Ankara Hukukluyum' dediğinizde sizin göründüğünüzden daha olgun daha bilge daha dolu bir insan olduğunuz misyonunu size yüklüyor. Umuyorum ki o misyona layık olarak hep birlikte ülkemiz ve milletimiz için çalışırız. Umuyorum ki hem sizleri yetiştiren hocalarımıza hem bizleri yetiştiren sizlere hem de şimdi sizlerin yetiştirdiği tüm öğrenci arkadaşlarımıza gelecekte ülkemize layık birer yurttaş olarak Ankara Hukuklu olmanın sorumluluğu ve güveniyle devam ederiz. Çok teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.

Söyleşinin ardından oturum konuşmacılarına teşekkür belgeleri takdim edildi. Başkan Hüseyin Can Güner'e teşekkür belgesini eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan takdim etti.