Ankara Üniversitesi'nden Uluslararası 'Stratejik' İş Birliği Ankara Üniversitesi'nden Uluslararası 'Stratejik' İş Birliği

Ataması yapılmayan öğretmenler, mülakat değerlendirmelerinde mağduriyet yaşadıkları gerekçesiyle Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde basın açıklaması yaptı. Dün yaşanan gözaltıları hatırlatan bir öğretmen adayı, “Gördüğümüz şiddetten dolayı bedenlerimiz ezildi ancak herkes bilmeli ki ezilen bizlerin bedenleri değil, ezilen öğretmenlerin alın teri, öğretmenlerin emeği, öğretmenlerin umutlarıydı. Burada farazi bir şekilde dümdüz belgelerle, haklılığımızla bakanlıkta muhatap arıyoruz. Ancak karşımızda henüz bir muhatap bulmuş değiliz. Verdiğiniz sözlerin arkasında durun. 'Mülakat gibi mülakat yapacağız' dediniz ama perde arkasında bu mağduriyeti tek tek itiraf ettiniz” dedi.

Ataması yapılmayan öğretmenler, MEB önünde polis bariyerleriyle çevrilen alanda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya eğitim sendikalarının temsilcileri ve CHP Ordu milletvekili Mustafa Adıgüzel eşlik etti.

"Biz pes etmiyoruz"

Dün devam eden eylem sırasında yapılan gözaltılara tepki gösteren bir öğretmen adayı, "Burada yalnızca bizi farklı göstermeye çalışan kişiler tarafından yanlış muameleler gördük. Bunu hiçbir şekilde öğretmenler olarak kabul etmiyoruz. Burada yalnızca bizler öğretmenler değil, ailelerimiz de var. Bu şekilde bir müdahaleyi, muameleyi kabul etmiyoruz. Bu haklılığımızın bir muhatabını istiyoruz. Sayın Yusuf Tekin'in öncelikle bizi gerçekten muhatap almasını, bu kadar öğretmenin sıkıntısının gerçekten sonuca vardırılmasını istiyoruz. Biz pes etmiyoruz." diye konuştu.

"Dün gördüğümüz şiddetten bedenlerimiz ezildi"

Bir başka öğretmen adayı ise yaşadıkları mağduriyet giderilinceye kadar MEB önünde olacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Biz artık çözüm istiyoruz. Dünkü mücadelemizin sonucunda bazı istemediğimiz, tasvip etmediğimiz sonuçlarla karşı karşıya kaldık. Bizler burada muhatap bulmak için toplanmışken, hakkımızı arıyorken bizleri farklı kimliklerde, farklı değerlerle amacımızın dışına çıkarmaya çalışanlar oldu. Gördüğümüz şiddetten dolayı bedenlerimiz ezildi ancak herkes bilmeli ki ezilen bizlerin bedenleri değil, ezilen öğretmenlerin alın teri, öğretmenlerin emeği, öğretmenlerin umutlarıydı. Burada farazi bir şekilde dümdüz belgelerle, haklılığımızla bakanlıkta muhatap arıyoruz. Ancak karşımızda henüz bir muhatap bulmuş değiliz. Verdiğiniz sözlerin arkasında durun. 'Mülakat gibi mülakat yapacağız' dediniz ama perde arkasında bu mağduriyeti tek tek itiraf ettiniz."

Öğretmen adaylarının açıklamalarının ardından eğitim sendikalarının temsilcileri söz aldı. İlk olarak konuşan Eğitim-İş Genel Sekreteri Seher Ergin, “Bugün mülakat mağduru öğretmenlerimizin hakları için, haklı mücadeleleri için buradayız. Mücadelelerine selamlıyoruz, her zaman yanlarında ve yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Mülakatların kaldırılacağı yönünde bir önceki Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in de açıklamalarını hatırlatan Ergin, şöyle konuştu:

''Cumhurbaşkanı bizzat kendisi mülakatı kaldıracağının sözünü vermişti. Yine Yusuf Tekin koltuğa oturur oturmaz mülakat gibi mülakat yapacağının sözünü vermişti. Biz de kendisine soruyoruz: Mülakat gibi mülakat bu mudur Yusuf Tekin? Bin 300’e kadar bizim tespit ettiğimiz dayanakları belli olmayan hak gaspları var. Demokratik haklarını kullanan ve sadece muhatap arayan öğretmenler burada. Muhattap sizsiniz Yusuf Tekin. Bugün muhatap arayan öğretmenlerin demokratik hakları da gasp edilmiştir. Öğretmenlere barikat arkasında bir muameleye maruz bırakmaktasınız. Bu davranışınızı kırıyoruz."

''Bir şekilde mağduriyet giderilmeli”

Hürriyetçi Eğitim Sen Başkanı Levent Kuruoğlu ise Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan talepleri olduğunu söyledi. Kuruoğlu, “Yusuf Tekin'in kamuoyuna doğru bilgiler vermediğini düşünüyoruz. Yapılması gereken bu mağduriyetin engellenebilmesi için hızlı bir şekilde kanun düzenlemesi olabilir, yönetmelik olabilir, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi olabilir... Bir şekilde burada bulunan arkadaşlarımızın mağduriyetleri giderilmeli. AK Parti'den de dahil olmak üzere konuştuğumuz siyasetçiler meslektaşlarımıza haksızlık yapıldığını kabul ediyorlar. Mülakatı yapanlar da bunu kabul ediyor. Bir tek Yusuf Tekin kabul etmiyor. Sayın Yusuf Tekin, bu hak yemektir, hukuksuzluktur, adaletsizliktir.” diye konuştu.

“Arkadaşlarımızın ana sütü kadar helal olan haklarını...”

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise şöyle konuştu:

''İstenilen çok net bir talep. Haksızlığı ortadan kaldırın. Bu eğitimci arkadaşlarımızı çocuklarıyla buluşturun. Bundan sonra kalıcı olarak bu mülakatları ortadan kaldırın. Arkadaşlarımızın ana sütü kadar helal olan bir hakkın kendilerine iade edilmesi neden bu kadar zor? Umuyorum ve diliyorum ki bir an önce bu haksızlık ortadan kaldırılsın. Aksi takdirde, biz de diğer eğitim sendikaları ile beraber hem evlerimizi hem gönüllerimizi bu arkadaşlara açmış bir şekilde mücadeleyi birlikte sürdürmeye devam edeceğiz.''

“Siz görüşmediğiniz için öğretmenler taşın üstünde oturuyor”

Öğretmenlerin eylemine destek veren Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası adına konuşan sendika başkanı Eren Edebali ise, “Arkadaşlarımız doğruyu, yasayı, hakkı, adaleti çok iyi biliyorlar. Arkadaşlarımız tüm bunları bilirken, bakanlığın tek bilmediği şey adalet duygusudur. En büyük hayal kırıklığını, en büyük adaletsizliği bu öğretmenler yaşıyorlar. Bir mülakat sistemini bile ellerine gözlerine bulaştırdılar. Buradan Mehmet Şimşek'e, Yusuf Tekin'e söylüyoruz: Öğretmenler kindar değil. Burada düşmanlık yaratmak için bulunmuyorlar. Siz görüşmeyeceğiniz için saatler taşın üstünde oturuyor. Lütfen görüşün.” diye konuştu.

CHP’li Adıgüzel’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: “Bu işe el at”

Eğitimcilerin eylemine destek veren bir diğer isim CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi. “Bu işe bir el at. Milli Eğitim Bakanı’nın bunu yapacağını düşünmüyoruz” diyen Adıgüzel, şöyle konuştu:

“Anayasal bir hak olan fikir ve ifade özgürlüğünün dün ve bugünkü uygulamalarda kullandırılmadığını görüyoruz. Umarım bundan sonra bu tatsız olaylar olmaz. Bunun biz de takipçisi olacağız. Bu yaşadığımız şey bir hak ve emek gaspıdır ve sadece arkamızdaki gençlerden ibaret değildir. Burada yaşanmış hayat hikayeleri var. Bu gençlerin anne ve babaları var. Bir kısmının çocukları var.

Yapılan iş doğrudan gasp ve hırsızlıktır. Yusuf Tekin'in bir şey yapmayacağı ortaya çıkmıştır. O yüzden sen bu devleti idare eden Cumhurbaşkanı olarak seçimden önce söz verdiğin şekilde, mağdur edilen öğretmenlerimizin, gençlerimizin bu ülkeden umutlarını daha fazla kesmemesi için, bu ülkede aldıkları eğitimi, ailelerinin kendilerine verdikleri emeklerin karşılığını almaları için aracılık et ve bu kardeşlerimizin sorununu çözmek için bizzat bu soruna el at. Çünkü bu Milli Eğitim Bakanı’nın bunu yapacağını düşünmüyoruz.''