Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, 11 büyük kamu ve özel bankanın bölge müdürleriyle istişare toplantısında bir araya geldi. Toplantıda sanayicilerin finans sektörüne ilişkin sorun, görüş ve beklentileri kapsamlı şekilde değerlendirildi.
Ankara Sanayi Odası'nda gerçekleşen toplantıda konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, reel sektör ve finans sektörünün Türkiye'nin büyümesinde iki itici güç olduğunu vurgulayarak, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmanın önemine dikkat çekti.
Ardıç, Reel sektörün ve bankacılık sektörünün ortak akılla somut öneriler ortaya koymasını kıymetli bulduğunu belirtti.
"Politikaların başarılı sonuçlara ulaşması için tüm kesimlere fedakarlık düşüyor"
Türkiye'de yüksek enflasyon, öngörülemeyen döviz kuru, negatif kredi faizinden kaynaklı talep odaklı büyüme modeli terkedilerek, düşük enflasyona odaklanan sıkı para ve maliye politikası uygulanmaya başlandığını söyleyen Ardıç, şunları kaydetti:
"Yapısal reformlarla da desteklenmesi beklenen sıkılaştırılmış politikalar, Türkiye'nin uluslararası piyasalardan fon temin etmesi, üreticiler için yatırım ortamını sağlaması, tasarruflarını artırması, cari açığını azaltması bakımından kritik bir dönemeçtir. Politikaların başarılı sonuçlara ulaşması için tüm kesimlere fedakarlık düşüyor. Biz sanayiciler bu fedakarlığa katlanmaya hazır olduğumuzu her platformda dile getiriyoruz. Ekonominin diğer aktörlerinin de bu fedakarlığa kendi ölçeklerine göre katılmasını bekliyoruz."
"Kredi imkanları daralırsa reel sektörde daralır"
Uygulanan sıkı para politikasının bir yansıması olarak son dönemde krediye ulaşma maliyetlerinin artması ve ticari kredilerdeki yavaşlamanın reel kesimdeki ekonomik aktivitelerin yavaşlamasına da yol açabileceğine dikkat çeken Ardıç, şunları kaydetti:
"Bankalarımızın kullandırdıkları kredi imkanları ne kadar daralırsa reel sektörün faaliyetleri de o derece daralacaktır. Son dönemdeki veriler, bankacılık sektörümüzün reel sektörü finanse etmekte isteksiz kaldığını ve kredi kanallarının etkin bir şekilde çalışmadığını teyit etmektedir. Artan girdi maliyetlerinden kaynaklı işletme sermayesi yanında rekabetçiliğimizi yükseltecek yatırımlar için de sermaye ihtiyacı; sanayicilerimizin bankalarla yakın ve karşılıklı ilişki gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sanayicilerimizin üretim maliyetleri, hammadde ve enerji fiyatlarına gelen zamlarla oldukça yükselmiştir. Buna yüzde 50-60 oranında finansman maliyeti de eklenip, bu maliyetleri tüketiciye yansıtamadığımız durumda, biz üreticiler maalesef varlığımızı devam ettiremeyecek seviyeye gelebiliriz."
"Kredilerde daha destekleyici rol üstlenmenizi bekliyoruz"
Sanayiciler olarak bankacılık sektöründen finansmana erişim noktasında gerekli hassasiyeti göstermesini beklediklerini söyleyen ASO Başkanı Ardıç, "Aynı çatının altındayız, reel sektörde yaşanan bir sıkıntı finans sektörüne de yansıyacaktır. Mademki birbirimize ihtiyaç duymaktayız, her hava şartında da birlikte olmalıyız. Sadece piyasanın iyi olduğu dönemlerde fonlama yapmanın yanında, piyasanın zor günler geçirdiği dönemlerde de kredi işlemlerinde daha duyarlı ve destekleyici bir rol üstlenmenizi bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Bankacılık sektöründen zor durumda olan sanayicilerin kredilerini makul fiyatlarla yeniden yapılandırmasını talep ettiklerini belirten Ardıç, "Ödeme zorluğuna düşen müşterilerin takibe düşmesini bekleyip daha sonra kredi yapılandırmasını teklif etmek yerine, takibe düşmeden önce makul bir fiyatlandırma ile yapılandırılmaya gidilmesi daha yerinde olacaktır" dedi.
Sanayicilerin bankacılık sektöründen beklentilerini aktaran Ardıç, şu ifadelere yer verdi:
"Enflasyon karşısında, enflasyon kayıplarını karşılayamayan yeniden değerlendirme oranları ile değersizleşen aktiflerin, piyasa rayiçlerine getirilmesi gerekiyor. Özel bankaların ticari kredi faiz oranları devlet bankalarına göre daha yüksek. Faiz oranlarının devlet bankalarıyla aynı seviyeye çekilmesi uygun olacaktır. Bankaların kredi kullandırmalarında sigorta ve masraf paketi satışını zorunlu tutması önemli bir sorun. Bankaların faiz dışı geliri artırıcı yönde yaptığı ve kendilerine bağlı bulunan grup firmaları üzerinde yapılan bu tarz satışlar kaldırılmalı. İhraç taahhütlü kredilerde taahhüt süreleri konjonktürel olarak yetersiz kalıyor. Bankaların 12 ay süre uzatımı daha sağlıklı olacaktır. Her yıl tekrarlanan 'Limit Çalışması' adı altında ekspertiz ücreti ve kredi tahsis ücreti alınmaya devam ediyor. İpotek verilmesine rağmen bu uygulamanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Limit tahsislerinde 10 binde 25 oranında alınan ücret konusunda da düzenleme yapılmalı."
"Ortak çözümle zor günleri aşarız"
ASO Başkanı Ardıç, "Üretebileceğimiz ortak çözümlerle bu zor günleri aşacağımıza inanıyorum. Aynı çatının altındayız, reel sektörde yaşanan bir sıkıntı finans sektörüne de yansıyacaktır. Finansmana erişim noktasında bankacılık sektörünün gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Biz ülkemize güveniyoruz, gelecek yarınlardan umutluyuz" ifadelerini kullandı.
ASO'da yapılan istişare toplantısına, kamu ve özel 11 bankanın 20'ye yakın bölge müdürünün yanı sıra ASO Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Osmanbeyoğlu, Burcu Özbozkurt, Ertuğrul Onat ile ASO Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Cansız, Genel Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Cabbar, Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ahmet Dinçer ve Ekonomi Müşaviri Prof. Dr. Murat Çetinkaya da katıldı.