Mahalleli arasında Necla Teyze olarak bilinen hayvan sever Ülker Güleryüz, önceki gün Ankara’nın Altındağ ilçesi Gültepe Mahallesi 745'inci sokakta bulunan ikamet ettiği gecekonduda çıkan yangında hayatını kaybetti.
Altındağ Belediyesi ekipleri 81 yaşındaki Güleryüz’ün beslediği köpekleri alıkoymuş, Güleryüz’ün belediye ekiplerine karşı geldiği anlar sosyal medyada kısa sürede yayılmıştı.
Sokak hayvanlarının toplatılmasını savunan sosyal medya kullanıcıları Güleryüz’e sosyal medya hesaplarından tepki göstermişti.
Güleryüz’ün cenazesi dün sabah Ankara’nın Keçiören ilçesinde bulunan Adli Tıp Kurumu’na getirilerek otopsi işlemi uygulandı.
Otopsiden sonra Güleryüz’ün cenazesi Karşıyaka Mezarlığı’na getirildi. İkindi namazına müteakip kılınan Güleryüz'ün cenaze namazına çok sayıda hayvansever de akın etti. Güleryüz’ün evinde çıkan yangın yetkililer tarafından araştırılmaya devam ediliyor.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan yanan gecekondunun sahibi ve yaşamını yitiren Güleryüz’ün komşusu İzzet Fazlaca, “Yangın ben işteyken çıkmış. Bizim komşu aradı beni ‘Necla Abla’nın evi yanıyor’ dedi. Ben hemen ‘koş yetiş’ dedim.” ifadelerini kullandı.
"Soba, elektrik ocağı kesinlikle kullanmıyordu"
Fazlaca, yangının kundaklama olduğuna dair şüphelerinin olduğunu belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yangının dışarıdan çıktığına dair şüphemiz var. Çünkü giriş kapısında başlamış yangın, içeride bir yangın yok. Sonrasında içeri doğru girmiş yangın. Soba, elektrik ocağı kesinlikle kullanmıyordu. Ben devamlı Necla Abla’yı ziyaret ettiğim için biliyorum.”
“Bazıları Necla Abla’nın köpek beslemesini sevmiyordu"
Bazı mahalle sakinlerinin Güleryüz’ün köpek beslemesinden rahatsız olduğunu belirten Fazlaca, “Bazıları Necla Abla’nın köpek beslemesini sevmiyordu. ‘Köpekler çocuklarımıza saldırıyor’ diyorlardı. Hatta sosyal medyada yayınlamış, birileri ‘cadı kadın sen de yanacaksın’ şeklinde” ifadelerini kullandı.
“Yangın içeride başlamamış kesinlikle"
Yanan barakanın iç kısmını gösteren Fazlaca, içeride çok fazla tekstil ürünü olduğuna ve yangının içeriden çıkması halinde ilk tekstil ürünlerinin yanması gerektiğini belirterek , “Yangın içeride başlamamış kesinlikle. Kapı yanıyordu” dedi.
"Teyzemizin ölümünden Altındağ Belediyesi sorumludur"
Güleryüz'ün defin edilmesinin ardından hayvanseverler yanan gecekonduya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada ilk sözü alan Hayvanların Yaşam Alanı Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Haydar Özkan, Güleryüz'ün ölümünden Altındağ Belediyesi'ni sorumlu tutarak şunları söyledi:
“Malum bugün burada çok acı bir olay yaşadık. Teyzemizi defin ettik. Bu teyzemizin ölümünden, dün burada teyzemizin üzerine çipli köpeğini alan Altındağ Belediyesi, teyzemizi yalvarta yalvarta köpeğini vermeyen Altındağ Belediyesi sorumludur. Bu Altındağ Belediyesi bugün cenaze işlemlerini yapmaya gittiğimizde utanmadan teyzenin cenazesini kaldırmak için yerini, ücretini ödeyip yerini almış. Bunun böyle olmayacağını oradaki yetkililere bildirdik. Hem bu kadını arkanızdan yalvartacaksınız hem de utanmadan gidip orada cenazesinin yerini alacaksınız. İptal ettirdik. Bu kadının ölümünden sorumlusunuz. Bu kadını yalvarttınız siz. Eğer bu kadına iyilik yapacaksanız canını bırakaydınız da başına bu gelmeseydi."
"Şahsiyetsiz, cani ruhlu insanlara hak ettiği cezaların verilmesini istiyoruz"
Güleryüz'ün köpeklerinin alıkonulduğu anlara ilişkin videoya sokak hayvanlarının toplatılmasını savunan sosyal medya hesaplarının tehditkar konuşmalarına da tepki gösteren Özkan, bu kullanıcıların tespit edilmesi adına İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a çağrıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
"FETÖ güdümündeki şahsiyetsiz trol hesapların, bu şahsiyetsiz hesapların yaymış olduğu hayvanlara karşı kin ve nefret ile bir yasa çıktı. O yasadan sonra da bu hayvana şiddet, vahşet sarmalı insana geçti. Bütün hayvansever dostlarımızın sosyal medyalarına ölüm tehditleri gelmeye başladı. Nerede bizim devletimiz? Nerede bizim adaletimiz? Nerede Adalet Bakanımız? Nerede İçişleri Bakanımız? Bir an önce bu hesapların tespit edilmesini istiyoruz. Sıradan bir vatandaşa ölüm tehdidi geldiğinde, sosyal medyada küfür-hakaret geldiğinde, sosyal medyada aleni bu insanlar ölümle tehdit edildiğinde kim harekete geçecek? İlla ki üst mertebeden biri mi olması lazım yetkili birimlerin harekete geçmesi için? Hiçbir can kaybı yaşanmadan bu şahsiyetsiz trol hesapların, ölüm kusan hesapların bir an önce tespit edilmesini ve bu şahsiyetsiz cani ruhlu insanlara hak ettiği cezaların verilmesini istiyoruz."
"Bu yasanın iptali için neyi bekliyorsunuz?"
Anayasa Mahkemesine de çağrıda bulunan Özkan sözlerine şu şekilde devam etti:
"Anayasa mahkemesine de diyoruz ki; Bu yasanın iptali için neyi bekliyorsunuz? Önce hayvanları katlettiler bu yasayla, şu anda da hayvanları korumaya çalışan insanlar katledilmeye başlandı, yanmaya başlandı. Ama şunu unutmayın, Türkiye'nin neresi olursa olsun hiçbir hayvan sahipsiz değil, hiçbir hayvansever sahipsiz değil. Bugün buradaki insanlar ve mezarlıkta olup buraya gelemeyen insanlar, Ankara'ya gelemeyen insanlarda dahil herkes teyzemize sahip çıktı. Teyzemiz yalnız değildi.”
Özkan'dan sonra söz alan Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Tuğba Gürsoy, yangının içeriden çıkmasının imkansız olduğunu çünkü içeride herhangi bir elektrik bağlantısının ve ısıtıcının olmadığını belirterek, soruşturmanın yeteri kadar detaylı yapılmadığını vurguladı. Gürsoy konuya ilişkin şunları kaydetti:
”Akşam saatlerinde evin yandığı haberini aldık ama öncesinde Altındağ Belediyesi tarafından 82 yaşındaki Necla teyzeyi Ağlata ağlata elinden köpeğini alan Altındağ Belediyesi çalışanlarını izledik sosyal medyada. Sonrasında Necla Teyze'yi ve hayvanlarına zulmeden Altındağ Belediyesi'nin hareketlerine sevinen, Necla Teyze'ye işkenceler, ölümler dileyen ve hatta yanarak can vereceğine kadar dileklerde bulunan paylaşımlar yapıldığını gördük. Dün akşam saatlerinde yangın başladıktan hemen sonra haber alıp buraya geldiğimizde savcı ve itfaiye buradaydı.
"Sobadan çıkma ihtimali yok"
Savcıya bu trol hesapları gösterdik tehdit mesajlarını gösterdik fakat maalesef bizim ülkemizdeki en büyük sorun soruşturmaların etkin yürütülmemesi. İtfaiyeden iki tane görevli vardı burada 'sobadan çıkmıştır' dedi ve geçiştirdi. Burada sobadan çıkma ihtimali yok eğer sobadan çıktıysa buralarda bir sürü kamera var sobanın dumanın tütmesi gerekiyor tespit edilsin. Bu kadının soba yakmadığı, ocak kullanmadığı, buradaki bütün komşuları tarafından dün savcıya da dile getirildi. Bu kadın evindeki hayvanlara zarar gelmesin diye hiçbir zaman yanıcı bir şey evinde bulundurmamış bir kimse. Ve biz de gün ışığında tekrar baktığımızda evin kapı ve çerçevelerinin yandığını gördük. Eğer bu yangın içeride başlamış olsaydı öncelikle içeri taraflar yanardı. Biz yangın uzmanı değiliz ama hayat tecrübemiz çok rahat bir şekilde bunu gösteriyor. Kapı ve çerçeveler yanmış, içeride kıyafetler bile tutuşmamış."
"Bu olayın bir cinayet olarak değerlendirilmesi talebiyle bir dilekçe verdik"
Soruşturmanın genişletilmesi ve bu hadisenin cinayet olarak değerlendirilmesine ilişkin yetkili makamlara dilekçe verdiklerini belirten Gürsoy sözlerine şu şekilde devam etti:
"Dışarıdan başlayan bir yangın var ve maalesef bu soruşturmada Türkiye'de yürütülen pek çok soruşturmada olduğu gibi etkin yürütülmüyor şu an. Bugün soruşturmanın genişletilmesi ve bu olayın bir cinayet olarak değerlendirilmesi talebiyle bir dilekçe verdik. Henüz dilekçemize bir sonuç alamadık. Birazdan tanıklarımızla beraber karakola gideceğiz ve tekrar şikayette bulunacağız. Olay yerini kapatmayan, delillerin karartılmasına sebep olan, olayı yanlış inceleyen, akşamın karanlığında alelade inceleme yapan herkes bu soruşturmanın kötü yürütülmesinin de sebebidir. O yüzden gün ışığında gelinip yeniden inceleme yapılması gerekiyor. Burada pek çok kişi de gördü gerçekten sadece çerçeveler ve kapılar yanmış. İçeride elektrik bile yok, buzdolabından çıkma ihtimali yok, elektrikten çıkma ihtimali yok. Evin mutfak kısmı başka bir yerde orada yangın yok. Sadece evin eklentisi olan baraka kısmı yanmış. Necla Teyzenin hayvanlarıyla beraber uyuduğu ve içerisinde bolca tekstil ürününün bulunduğu bir yer yanmış. Eğer içeriden çıkmış olsaydı tekstil ürünü çok kolay tutuştuğu için derhal orası yanacaktı ama Necla Teyze yangının kokusuyla kapıya doğru yöneldiğinde ve yangın da kapıdan başlatıldığı dışarıdan başlatıldığı için çıkamadığı için öldü. Bu gerçekten Necda Teyzeye ve bütün hayvanseverlere yönelik olarak bir zulümdür. Çok açıkça bir cinayet var burada ve bunun araştırılmasını istiyoruz. Bu yüzden de bu işin peşini bırakmayacağız. Güvenli sokaklar, güvenli şehirler adı altında bir takım hesaplar hayvan düşmanlığı yaparak insanları birbiriyle arası çatışma çıkartmaya çalışıyor. Necla Teyzenin ölümünü dileyen, yanarak can vermesini dileyen herkesin de bu soruşturmaya dahil edilmesini ve bu hesapların derhal kapatılarak yöneticilerinin yargılanmasını da ayrıca talep ediyoruz.”