Ankara Tabip Odası, Türk Tabipleri Birliği’nin 72. Büyük Kongresi’nde ilan edilen 1 Nisan "Kovid-19 Nedeniyle Kaybedilen Sağlık Çalışanlarını Anma Günü"nde sosyal medya hesabından anma mesajı paylaştı.
Mesajda, Kovid-19 salgını nedeniyle dünyada 7 milyon 10 bin 681 kişi, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneğinin paylaşımına göre Türkiye'de 102 bin 174 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.
Ne var ki, pandeminin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen vaka ve ölüm sayılarının net bilinmediği, verilerin şeffaf şekilde paylaşılmadığı vurgulanan mesajda, şunlar kaydedildi:
"Sağlık sistemimizin şirket mantığına göre organize olması, pandemi döneminde temel epidemiyoloji biliminin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi, çarklar dönsün anlayışıyla milyonlarca insanın iş yerlerinde ve kamusal mekanlarda enfeksiyon riskine maruz kalması gibi çok sayıda faktör nedeniyle pandenin etkileri yıkıcı olmuştur. Birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmetleri uygulamalarının zayıflatıldığı sağlık sistemi, pandemiyle mücadeleyi güçleştirmiş, özveriyle görev yapan sağlık emekçileri virüs maruziyetine açık halde çalışmak zorunda kalmıştır. Odamızın pandeminin ilk gününden itibaren oluşturduğu izleme sistemine göre 39 sağlık branşında 522 hekim, diş hekimi, hemşire, teknisyen, ebe, memur, tekniker, sağlık işçisi, güvenlik görevlisi, acil tıp teknisyeni, ambulans şöförü ve niceleri aktif görev başındayken hayatını kaybetmiştir. Bir kez daha belirtiyoruz, bu ölümlerin çoğu önlenebilirdi."
"Sağlık hizmeti planlaması yapılsaydı çalışma arkadaşlarımız şu an aramızda olacaklardı"
Mesajda, salgın döneminde Ankara'daki çok sayıda sağlık çalışanına yeterli ve nitelikli kişisel koruyucu ekipman tedarik edilmediğinin, sağlık kurumlarının altyapısının yetersiz olduğunun tespit edildiği bildirildi.
Salgınla mücadeledeki eksikler ve önerilerin Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğüne iletildiği aktarılan açıklamada, şöyle denildi:
"Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak ilk günden itibaren dile getirdiğimiz 'Kovid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin, illiyet bağı aranmasın' çağrımıza kayıtsız kalındı. Aradan beş yıl geçmesine ve yüzlerce ölüme rağmen Kovid-19 pandemisi ısrarla meslek hastalığı olarak sayılmıyor. Bilimsel, şeffaf ve emekten yana yönetim anlayışı benimsenseydi, sağlığa yeterli kaynak ayrılsaydı, kamu yararını önceleyen sağlık hizmeti planlaması yapılsaydı çalışma arkadaşlarımız şu an aramızda olacaklardı.
Bizler ister pandemi, ister başka bir salgın, ister deprem olsun, hangi şartlar altında olursak olalım halk sağlığını ve sağlık çalışanlarının sağlığını korumak için bilimin ışığında hareket etmeye devam edeceğiz. Bu nedenle hiçbir sağlık çalışanının önlenebilir nedenlerden hayatını kaybetmediği, halkımızın nitelikli sağlık hizmetine eşit ve ücretsiz şekilde erişebildiği, toplumsal refahın gözetildiği 'Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün' diyoruz. Küresel salgında kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarının anıları önünde bir kez daha saygı ile eğiliyoruz."